maritbet girişmaritbet
Kurala uymayan bankalara uyarı!

Kurala uymayan bankalara uyarı!

Konut kredileri konusunda agresif davranan bankaları uyaran BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, "Kurallara uymayan bankalar tespit edilirse belli süre konut kredisi lisansı iptal edilebilir" dedi

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bankaları kredi genişlemesi konusunda dikkat çekici şekilde uyardı.


Promosyon veriliyor

Bazı bankaların pazar payını geliştirmek için şubelerine yüksek hedefler koyduğunu, şubelere yönlendirilen dosyalar için emlak ofislerine promosyonlar verildiğini belirten Bilgin, farklı yöntemlerle de konut kredisinin tamamının finanse edildiğini belirtti. Bilgin, bu kapsamda konut kredisi tahsisinde kurallara uymayan bankaların tespit edilmesi durumunda, belli bir süre konut kredisi lisansı iptaline kadar gidebilecek müeyyidelerin uygulanabileceğini söyledi.

Tespitlerimiz var

Bankacılık sektörü için büyük potansiyeli olan konut kredüerinin sağlıklı büyümesini sağlamanın BDDICnın görevi olduğunu vurgulayan Bilgin, yaklaşık dört aydır banka bazında takip edilen konut kredileriyle ilgili birkaç bankada usule uygun olmayan işlemler tespit ettiklerini kaydetti. Bilgin, şöyle devam etti: "Bazı bankaların konut kredilerindeki yüzde 75-25 sınırım yüzde 75 konut kredisi, kalan yüzde 25 için ise ya konut kredisi sahibinin eşine konut kredisi ya da ihtiyaç kredisi vererek tamamladıklarım tespit ettik.

İhtiyaç kredilerinde yıl başından 15 Nisan'a kadar yaşanan yüzde 13.5'lik artışın bir nedeni de söz konusu bu muvazaalı işlemlerdir."

Ekspertizde usulsüzlük istemeyiz

Bazı gayrimenkul değerleme şirketlerinin de yüksek değerlemeyle ekspertiz yaptıklarını belirten Bilgin, BDDK ile yeni tanışmış olsalar da, onların lisans iptaline kadar alınabilecek kararlan normal karşılayacaklarını düşündüğünü belirtti. Bilgin, "Doğrudan lisans iptali olur, ekspertizde usulsüzlük istemiyoruz" dedi.

 

Bilgin'in açıklamalarına destek de var, tepki de

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in yaptığı açıklamalar gayrimenkul piyasasında da tepki buldu. Sektör temsilcileri bu konuda ikiye ayrılırken Bilgin'e destek veren de çıktı, eleştiri yapan da

 

Nızamettin Aşa

BDDK piyasayı doğru okumuyor

İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası İkinci Başkanı Nizamettin Asa, BDDK açıklamalarını piyasayı doğru okuyamamak olarak değerlendirdi. Emlakçılara verilen komisyonun BDDK'yı rahatsız etmesini anlayamadıklarını ifade eden Aşa, "Bu destekler mortgage sistemine destek sağlıyor. Çünkü Konut Finansman Kanunu, mortgage sistemini uygulamak için yapıldı.

Sistemin içinde mortgage brokerları gibi destek veren pazarlama birimleri var. BDDK'nın yaptığı bu sistemi inkar etmektir. Ben bu sistemi getiriyorum ama bu sistemin ana unsuru olan bankaların dışarıdan pazarlama desteği almasını yasaklıyorum. Böyle bir şey olmaz" diye konuşlu. BDDK'nın ekspertiz yapacak kişilere getirdiği sınırlandırmayı da eleştiren Aşa şöyle konuştu: "Sadece SPK'lı şirketlerin bu değerlemeyi yapmasına izin vererek bunun üstünden yapılan krediyi kabul ediyor. O zaman BDDK donup SPK'nın tebliğine bakarak Değerleme Lisansı alanların hangi amaçla lisans aldığını okumalı. Tebliğde bunlar piyasada çalışmak için lisan almadı. SPK'ya bağlı şirketlerin bilançolarına ve gayrimenkullerin değerlemesine izin veriyor.

Ama sistem zamanla bu uzmanların piyasada değerleme yapmasına döndü. Bizim ona bir itirazımız yok.
Ancak bunun sadece SPK şirketleri İle kısıtlanması doğru değil" dedi. Halen piyasada 500-600 lisanslı gayrimenkul değerleme uzmanı bulunduğunu ileten Aşa, "Bu insanlar gidip SPK şirketinde çalışmadığı için lisansıda da kullanmıyor. O zaman sigortacılık sisteminde olduğu gibi bağımsız ekspertiz sistemi getirilsin. Bunu kısıtladığınızda SPK'lı şirketler bununla başa çıkamıyor. Başa çıkamadıkları için de çözüm ortağı altında daha vasıfsız başka şirketlere dağıtıyorlar." Vasıfsız olan kişilerin de kendilerine fiyat sorduğunu ya da kafadan bir şey yazıp gittiğini savunan Aşa. "Çok sağlıklı bir sistem isteniyorsa o zaman SPK lisanslı kişilere bağımsız yetki verilmeli" açıklamasını yaptı.


Deniz Arslanı

BDDK karan bizi zora düşmekten kurtardı

Ekol Değerleme Ortağı ve Sorumlu Değerleme Uzmanı Deniz Arslan ise BDDK'nın bu yöndeki çalışmaların doğru olduğunu savundu. Özellikle piyasaya yeni giren ve iş alma korkusu taşıyan değerleme şirketlerinin bankaların bu isteklerini kabul ettiğini aktaran Arslan "BDDK bu oranları ve bankaların kendi listelerindeki şirketlerle çalışma kriterini biraz da piyasadaki bu düzensizlikleri gidermek için getirdi. Ama bazı bankalar müşteri nezdinde daha avantajlı olmak için bu oranları aşmak yönünde birtakım yöntemler geliştirmeye başladılar. Bunlardan bir tanesi de çalıştıkları değerleme şirketlerinden fiyat konusunda olabildiğince yukarı rakamlar almak yönünde. Bu en çok değerleme şirketlerini zora sokan bir konu. Bu konu da canımızı yakıyor" dedi.


Denetim kredi hacminde fark yaratmaz

Bundan dolayı BDDK'nın bu konuda devreye girerek denetleme yapmasının, hem bankaların bu konuda disipline olması hem de çıkarılan tebliğlerin uygulanabilir olması açısından önem taşıdığına dikkat çeken Arslan, "Ama bir kısım bankanın yüzde 75'i aşma yönündeki istismar tavırları sadece o bankanın işlem hacmini artırır. Artırdığı işlem hacmi ise diğer bankalardan eksilen işlem hacmidir. Toplamda bakıldığında makro düzeyde kullanılan kredi hacminde bir fark yaratmayacaktır" diye konuştu.
 

Ali Dumankaya

Konut kredisinde sınırlama doğru değil

Dumankaya inşaat Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dumankaya ise BDDK'nın ekonomiyi soğutmak için bu kararı aldığını belirterek. "Zaten yüzde 75 sınır uygulanan bir sistemdi. Bankalar zaten ödeme gücü olanlara yüzde 85-95 oranında kredi veriyordu. Dolayısıyla BDDK'nın bu kararı ekonomiyi soğutma yönünde aldı" dedi. İnsanların genellikle aldıkları kredileri ödediklerini dile getiren Dumankaya, "Bizden ev alan insanlar kredilerini düzenli olarak ödüyor. Sadece yüzde 0.1 oranında sıkıntı yaşayan çıkıyor. Onlarda sonradan tekrar ödeme yapıyor" diye konuştu. Bu nedenle özellikle bitmiş konutlarda yönelik konut kredilerinde ödeme gücü olanlarda bir sınırlandırma getirilmesinin çok doğru olmadığını ifade eden Dumankaya. "Ödeme gücü olmayanlarda sınırlandırma ve uzun vadeye yayarak taksitlerin düşürülmesi şeklinde çözümler olabilir" dedi. Buradaki temel sıkıntının ticari yapılara yönelik kredilere getirilen sınırlandırılmada yaşandığını anlatan Dumankaya, "Dünyada ticari krediler yüzde 80-90 oranında sınırlandırılırken bizde ise yüzde 50 sınırı getirilmesi bankaların farklı yöntemlere götürürebiliyor. Kendini finanse eden ticari gayrimenkulde bu oranlar değiştirilebilir" dedi.

kaynak: Leyla İlhan / Dünya

  • Etiketler:

Yorum Yaz