maritbet girişmaritbet
Binalar, depremde kaçılacak değil, sığınılacak yerler olmalı!

Binalar, depremde kaçılacak değil, sığınılacak yerler olmalı!

Areon Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Süha Yılmaz, 17 Ağustos Marmara depreminin yıldönümünde deprem önlemlerine dikkat çekti.

Deprem ülkesi Türkiye'de nüfusun yüzde 95'i yani yaklaşık 76 milyon kişi deprem tehdidi altında yaşıyor. Türkiye'deki 20 milyona yaklaşan konut stoğunun yaklaşık yüzde 40'ı projesiz, yüzde 67'si ruhsatsız. Deprem gibi bir doğal afette yıkılabilecek riskli bina oranı ise yüzde 60. Tüm bu rakamların ülkemizdeki vahim tabloyu gözler önüne serdiğini belirten Areon Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Süha Yılmaz, 17 Ağustos Marmara depreminin yıldönümünde deprem gerçeğine karşı alınması gereken önlemlere dikkat çekti. Yılmaz, binaların deprem anında kaçılacak değil, güvenle sığınılacak yerler olması gerektiğini vurguladı.

Dünyanın en önemli ve hareketli coğrafi kuşaklarından birinde yer alan Türkiye'de, bugüne kadar ağır kayıpların yaşandığı birçok deprem meydana geldi. 17 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleşen Marmara depreminde resmi raporlara göre; 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 23 bin 781 kişi yaralandı, 505 kişi sakat kaldı. Bu depremde 285 bin 211 konut ve 42 bin 902 işyeri de hasar gördü. Marmara ve ardından 2011 yılında yaşanan Van depremleri de gösteriyor ki, ülkemizde depreme karşı ciddi önlemler alınması şart. Üstelik kapımızda büyük Marmara depremi varken beklemek için bir an bile zamanımız yok!

“76 milyon kişi deprem tehdidi altında"

17 Ağustos depreminin yıldönümünde, önümüzdeki dönemde daha fazla acı yaşamamak için alınması gereken önlemlere dikkat çeken Areon Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Süha Yılmaz, AFAD verilerine göre 80 milyonu aşan Türkiye nüfusunun yüzde 95'inin, yani yaklaşık 76 milyon vatandaşımızın deprem tehdidi altında yaşadığını hatırlattı. Depremlerin oluşturacağı hasarları azaltmanın en etkin iki yolunun, depreme dayanıklı yapılar inşa etmek ve toplumu depreme karşı eğitmek olduğunu belirten Süha Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti;

“Binalar, deprem anında kaçılacak değil, içine güvenle sığınılacak yerler olmalı. Doğru konut projeleri üretilmesi ciddi bir mühendislik işi. Zemin etüdünden projelendirmeye, malzeme kalitesinden yapım faaliyetine kadar bina üretim sürecinin her aşamasında alınacak mühendislik hizmeti kritik önem taşıyor. Güvenilir inşaat firmalarının uzman mühendis ekipleriyle, mevcut deprem ve yapı denetim yönetmeliğine uygun, orijinal projeye sadık kalarak inşa ettiği projeler sağlam ve güvenli yaşam alanları olarak öne çıkıyor.

Depreme karşı hazırlıklı olabilmek için elbette tüm ilgili resmi ve özel kurum ve kuruluşlara kanun ve yönetmeliklerde belirtildiği üzere görevler düşüyor. Ancak tüketicilerin de bilinçli olması gerekiyor. Sadece projenin konumuna, dış cephesine, sosyal donatılarına ya da konutun manzarasına, banyosuna, mutfağına aldanarak ev satın almak doğru bir yaklaşım değil. Binanın zemin etüdü raporuna bakılması, statik değerlerin sorgulanması, gerekirse mimar ya da mühendis gibi bir uzmana danışılması ve detaylı araştırma yapılması çok önemli. Bunun için de toplumun geneline ulaşacak nitelikli bilinçlendirme projelerinin geliştirilmesi şart. Özetle, ülkemizde binanın tasarımından yapımı ve denetimine kadar tüm aşamaları kapsayan bütüncül bir sistem kurulması ve toplumda güvenli yapı bilinci oluşturulması gerekiyor.“

Kentsel dönüşüm hızlanmalı

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası verilerine göre, Türkiye'deki 20 milyona yaklaşan konut stoğunun yaklaşık yüzde 40'ının projesiz ve yüzde 67'sinin ruhsatsız olduğunu ifade eden Süha Yılmaz, deprem gibi bir doğal afette yıkılma riski taşıyan bina oranının yüzde 60 olduğuna dikkat çekti. Tüm bu rakamların ülkemizdeki vahim tabloyu gözler önüne serdiğini belirten Yılmaz, kentsel dönüşüm sürecinin hızlanması için kamu ve özel sektörün gayretlerinin yanı sıra bina sakinlerinin de güvenle yaşayacakları konutlar inşa edilmesine yardımcı olmaları için uzlaşmacı olmaları gerektiğini bildirdi.

Binaların sadece depreme dayanıklı olmasının yeterli olmadığını söyleyen Yılmaz, her yönüyle çağdaş bina niteliklerini taşıyan sürdürülebilir projeler hayata geçirilmesi gerekliliğini vurguladı. Kentsel dönüşümün sadece yapısal bir yenilenme olmadığının da altını çizen Yılmaz, bu sürecin düşük yapı kalitesi, plansız kentleşme, ulaşım ve altyapı alanlarının yetersizliği gibi sorunlara da çare olacağını belirtti.

Yorum Yaz

Benzer Haberler

İki kentsel dönüşüm projesinden biri İstanbul’da
  • 10.11.2025 11:00

İki kentsel dönüşüm projesinden biri İstanbul’da

İstanbul Ataşehir’de düzenlenen Şerifali İmar-İskan Blokları Kentsel Dönüşüm Kon ...

Bakan Kurum kentsel dönüşüm çağrısını yineledi
  • 03.10.2025 11:06

Bakan Kurum kentsel dönüşüm çağrısını yineledi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Marmaraereğlisi açıkl ...

Mardin Yeşilli'de örnek kentsel dönüşüm
  • 21.08.2025 15:23

Mardin Yeşilli'de örnek kentsel dönüşüm

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Başkanlığı’na bağlı Kentsel Dönüşüm Başka ...

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Kentsel dönüşüm bir millî güvenlik meselesidir”
  • 27.06.2025 10:12

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Kentsel dönüşüm bir millî güvenlik meselesidir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Güngören’de konut ve iş yeri anahtar teslimi, te ...

Bakan Kurum: "İstanbul'da önceliğimiz 3.3 milyon bağımsız bölüm"
  • 12.05.2025 11:47

Bakan Kurum: "İstanbul'da önceliğimiz 3.3 milyon bağımsız bölüm"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kahramanmaraş’taki ba ...

Bakan Kurum: "Beklenen depreme, özlenen dönüşümle cevap vermek durumundayız"
  • 08.05.2025 16:38

Bakan Kurum: "Beklenen depreme, özlenen dönüşümle cevap vermek durumundayız"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul Valiliği’nde ...