maritbet girişmaritbet
2B’ler ne getirecek ne götürecek?

2B’ler ne getirecek ne götürecek?

Uzun zamandır kamuoyunun gündeminde olan 2B arazileriyle ilgili karar yakında Meclis’ten çıkacak. Peki 2B’ler ne getirecek ne götürecek?

Kaynak: İndergi / Cihangir Dönmez  

Tapulu 2B araziler ve devletleştirme

Ormanlar Osmanlı İmparatorluğu döneminde de, Mustafa Kemal Atatürk zamanında da ( iskan ve tevzii tapular ) tapuya konu edilmiştir.

Atatürk tarafından çıkarılan 1937 tarihli 3116 sayılı Orman Kanunu'nda orman içinde özel mülkiyet kabul edilmiştir.

Orman alanlarında 1860 yılından beri mülkiyet ve tapu yoksa İsmet İnönü tarafından 1945 yılında çıkartılan 4785 Sayılı Yasa ile tüm ormanların Devletleştirilmesi Kanunu'na konu olan ve tapuları iptal edilen binlerce dönüm tapulu orman alanı nereden gelmiştir?

Devlet ormanlarında tapulu mülkiyet yoksa, 31.03.1950 tarihli 5658 Sayılı Kanunla daha önce 4785 Sayılı Kanunla Devletleştirilen ancak hiçbir sınırının Devlet ormanına komşu olmaması halinde iade edilen orman tapuları hangileridir?

Tapulu özel mülkiyetteyken 1945 yılında Devletleştirilen, ancak Devlet tarafından korunmayan vatandaş tarafından kesilerek işgal edilen ve bugün 2B  yasası kapsamında işgalcisine satışa hazırlanan en çarpıcı örnek BEYKOZ ÇAVU?BA?I DEVLET ORMANLARIDIR.

Çavuşbaşının geçirdiği evre resmi kayıtlara göre aşağıdaki şekildedir;

Beykoz ilçesi, Çavu?ba?ı Köyü:

1. 6.9.1940 tarihindeçavuşbaşıçiftliği ormanı 3 No,lu or.tahdit komisyonunca Merhum Abdullah Paşa Vakfı olarak tahdit edildiği, (3575 ha)

2. 26.12.1945 tarih ve 945/50-589 k, sayılı Üsküdar 1. As.H. M. kararı ile tahdidin iptal edildiği,

3.   3.7.1947 tarih ve 20/175 cilt,31 sayfa, 129/59 sıra no da çavuşbaşı çiftliği devlet ormanı olarak tescil edildiği, (4785 e göre)

4.   12.5.1948 tarihinde 5005/1961 sayılı yazı ile bakanlık makamına yapılan teklif mucibi 51150 Tl devletleşme bedeli vakıflar idaresine ödendiği,

5. 28.12.1955 tarih ve 4/6403 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ™Elmalı-Göksu bendi muhafaza ormanı∫ olduğu,

6. 12.10.1957 tarihinde çavuşbaşı köyünün kurulduğu,

7. 29.12.1962 tarih ve 5/5880-20 sayılı Bakanlık kararı ile kadim kültür arazilerinin muhafaza ormanı dışına çıkarılması suretiyle hudutları ve yüzölçümlerinin değişikliğe uğratıldığı,

8. 23.6.1981 tarih ve K4.M.O.5/1 sayılı Bakanlık oluru ile Elmalı-Göksu bendi devlet muhafaza ormanı statüsünün kaldırıldığı,

9.2.9.1981 tarihinde 1/1 No lu ekip kararlarının ilan edildiği

10.25.5.1982 tarihinde 1 No lu Or. Kad. Kom. Kararlarının ilan edildiği,

11.18.7.1989 tarihinde 59 No lu Or. Kad. Kom. kararlarının ilanı,

Çavuşbaşı, Abdullah Paşa Vakfı'na ait tapulu orman alanı iken, 1947 yılında Devlet tarafından kamulaştırılmış, ancak korunmayarak işgale uğratılmış, orman vasfı kaybettirilerek büyük kısmı 2B haline dönüşmüştür.

Yüzlerce yıldır orman olarak muhafaza edilen bu alanlar 1947 yılında Devletleştirildikten sadece 10 sonra 1957 yılında Çavuşbaşı köyü kurulmuş, 15 yıl sonra 1962 yılında ziraat arazilerin orman dışına çıkarılması ile 2B süreci başlamıştır ve böylelikle Çavuşbaşı'nın büyük kısmı orman vasfını kaybetmiştir.

Keza Sultanbeyli ve Ümraniye Hekimbaşıda Çavuşbaşı ile aynı kaderi paylaşmıştır. Bu çarpıcı örnekler yüzlerce yıldır orman vasfında olan ve tapulu olarak özel mülkiyete konu edilen orman alanlarının 1945 yılında çıkarılan 4785 Sayılı Yasa ile KORUMA ALTINA ALMAK İÇİN DEVLETLEŞTİRİLMESİNDEN sonra nasıl korunamadığının ve işgale uğradığının yok olduğunun ispatıdır.

Atatürk'ün 1937 yılında yaptığı 3116 Sayılı Orman Kanununda ormanlarda özel mülkiyete izin vermesinin gerekçesi, ormanı Devletin değil vatandaşın sevgisinin, vatandaşın mülkiyet ile ormanı sahiplenmesinin koruyacağını, önemli olanın ormanın mülkiyeti değil, ormanın gelişmesi olduğunu öngörmüş olmasıdır.

17.04.1970 1255 Sayılı Kanun 1961 Anayasasının 131. maddesinde değişiklik yapmıştır. ( ilk 2B düzenlemesine dayanak Anayasa düzenlemesi ) Orman dışına çıkarma tarihini 1961 Anayasası yürürlük tarihi öncesi olarak düzenlemiştir.

1982 Anayasası'nın 169. ve 170. maddeleri ( ikinci 2B düzenlemesine dayanak Anayasa düzenlemesi ) Orman dışına çıkarma tarihini 31.12.1981 tarihine çekmiştir.

Bu açıklamadan anlaşılacağı üzere ilk 2B uygulamasının Anayasa da yer alan kaynağı 1961 Anayasası'nın 131. maddesi, ikincisi ise 1982 Anayasası'nın 169. ve 170. maddeleridir.

Anayasanın 169 ve 170. maddeleri birbiri ile çelişiktir. Çünkü bu iki madde hem orman alanlarının daraltılamayacağını vaaz etmekte, hem de orman sınırları dışına çıkarma işlemine yasal dayanak teşkil etmektedir. Ayrıca orman dışına çıkarılan alanların orman köylüsünün nakline ilişkin olarak satışını değil tahsisini önermektedir.

Bu nedenle bu iki maddeye hem 2B uygulamasına karşı olanlar, hem de 2B uygulaması yapılmasını isteyenler farklı nedenlerle itiraz etmektedirler.

2B uygulamasına karşı olanlar 2B uygulamasına yol açan orman dışına çıkarılma işleminin Anayasa'dan çıkarılmasını talep etmekte, 2B uygulaması yapılmasını isteyenler ise orman dışına çıkarılan alanın ormanla ilgisinin kalmadığını bu nedenle orman köylüsüne tahsisinin değil vatandaşa satışının önünün açılması istemektedirler.

Orman mülkiyet belirleyen bir ibare değil, arazinin vasfıdır. (Bağ, bahçe,tarla vb.gibi) Tüm Devlet ormanları Hazine'ye ait olup intifa hakkı, yani orman olarak bakımı, geliştirilmesi ve korunması görevi Orman İdaresine aittir. Ormanın intifaında olan yani orman olarak tahsis edilen bir Hazine arazisinin orman tahsisi kalkmadan yani o arazi tekrar orman sınırı dışına çıkmadan satışı söz konusu bile olamaz.

Bunu bir örnekle tamamlarsak Milli Savunma Bakanlığı'nın ya da Silahlı Kuvvetler'in kullandığı topraklar Hazine malıdır. Hazine adına tapuda tescil görmüştür, ve Hazinece tahsis edilmiştir. Bu tahsis ihtiyaç bitince kaldırılır, çıplak mülkiyet sahibi olan Hazineye intifa hakkı tekrar geri döner.

Ormana tahsis edilen bir Hazine arazisinde orman ihtiyacının bitmesi gibi bir gerekçe olamayacağı için o arazi orman vasfını korudukça satışa konu bile edilemez.

2B SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ :

 1) TESPİTLER :

 Türkiye'de yaklaşık 500.000 hektar 2B arazisi bulunmakta olup, bu arazilerin orman alanlarımıza oranı % 2nin altındadır. Bu arazilerin tamamı vatandaşa satışa konu edilemeyecektir.

Vatandaşa satışa konu edilmeyecek olan araziler :

a) 5831 Sayılı Yasa kapsamında halen orman vasfını koruyan ya da ormana tekrar kazandırılması mümkün olan binlerce hektar 2B arazisi kadastro tespitinde eylemli orman olarak tespit edilmiştir. Bu araziler Orman İdaresinin talebi ile tekrar orman haline getirilmek kaydıyla Hazine tarafından Orman İdaresine tahsis edilecektir.

b) 5831 Sayılı Yasa uygulamasından önce tüm kamu kurum ve kuruluşlarına yazı yazılarak bölgelerinde yer alan 2B arazilerden kurum ihtiyacında kullanılabilecek olanların tahsisini talep etmeleri bildirilmiştir, bu nedenle bu arazilerin bir kısmı kamu kurum ve kuruluşlarının ihtiyacı için kendilerine tahsis edilecek, satışa arz edilemeyecektir.

c) Belediyeler tarafından yapılan imar planlarında üzerinde binalı işgal olmayan 2B araziler plana park, yeşil alan, yol olarak konulmaktadır. 2B alanlarından imar planlarında KOP olarak belirlenen alanlar Hazine tarafından satışa arz edilemeyecektir.

d) Şehirlerin merkezinde kalan yoğun bina ile işgalli olan alanlar, özellikle İstanbul'da deprem açısından risk teşkil eden kaçak yapıların bulunduğu bölgelerde vatandaşa satış yapılmayacak. TOKİ ve Belediyelerce kentsel dönüşüme konu edilecek işgalci vatandaşlara kaçak yapılarının enkaz değeri peşinat kabul edilmek suretiyle borçlandırma yolu ile güvenli yapılardan konutlar verilecektir.

e) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye aleyhine mülkiyet ihlali nedeniyle yüksek oranda tazminat ödenmesine yol açan tapulu 2B araziler emlak değeri üzerinden, iskan tevzii ya da Hazinece vatandaşa satışı yapılan tapulu 2B araziler ise bedelsiz olarak eski tapu kayıt malikine akdi ya da kanuni haleflerine iade edilecektir.

2) MEVCUT DURUM :

a) İşgal altındaki 2B arazilerden Devlet bir kısmında ecrimisil ve emlak vergisi haricinde herhangi bir gelir elde edememektedir. Buda 2B arazileri işgal etmemiş olan vatandaşlar aleyhine büyük bir haksızlık oluşturmaktadır. Bir anlamda işgalci vatandaşlar kamu kaynaklarını karşılıksız kullanırken, işgal etmeyen vatandaşlar kamu kaynaklarından istifade edememektedirler.

Bu nedenle işgalcilerden önce arazinin bedelinin, daha sonra rayiçlere uygun emlak vergilerinin tahsil edilebilecek hale gelmesi bu dengesizliği düzeltme yönünde bir adım olacaktır.

b) 2B araziler üzerindeki kaçak yapılar son derece sağlıksız yapılar olup, zeminlerinin 2B olmaları nedeniyle Devlet tarafından bile iskanlı ya da ruhsatlı binalar yapılamamaktadır.Tapu ve imar sorununun çözülmesi ile deprem riski olmayan sağlıklı yapılar oluşacaktır.

c) Üzerinde yapılaşma bulunan 2B arazilerin üzerindeki kaçak yapıların yıkılması ve bulundukları toprağın tekrar orman toprağı haline getirilmesi maliyetleri inanılmaz derecede yüksektir.Yapılan hesaplamaya göre bu konuda harcanacak olan kaynakla üzerinde yapı olmayan alanlarda on kat daha fazla orman alanı oluşturulabilir.

d) Resmi verilere göre memleket arazisinin % 55'i hazineye aittir. Özel taşınmazlar % 45 oranındadır. Orman menşeli davalara konu taşınmazlar ise % 10 oranındadır. Bu nedenle özel mülk taşınmazlarının % 22'si orman menşeli olarak davalı konumundadır.Yargıyı tıkayan davaların en önemli bölümü Orman, Hazine ve vatandaş ihtilaflarıdır. Bu hem yüksek bir maliyet gerektirmekte hem de yargının yükünü önemli ölçüde arttırmaktadır. Bu konunun çözümü ile bu konuda önemli bir rahatlama sağlanabilecektir.

YASAYI YAPACAK OLANLARA TOPLUMSAL BARIŞ ÖNERİSİ :

Kamuoyunda, 2B konusundaki tarihi gerçekleri bilmeyen geniş kesimdeki yaygın mülahaza 2B yasası ile orman alanlarının yağma edileceği, birilerine peşkeş çekileceği yönündedir. Ancak daha önce yazdığım yazılarda belirttiğim gibi sadece 2B işgalcileri değil, Devletin verdiği tapular elinden alınan 2B arazi mağdurlarıda vardır.

2B arazilerinin satışı bu mağdurlar açısından bir hakkın iadesi anlamını taşıyacak, tapusuz 2B arazileri işgal edenler ise ödeyecekleri bedel ile 2B arazisi işgal etmeyen vatandaşların hakkını ödeyeceklerdir.

Ancak bu yasanın orman alanları tahrip yasası olarak anılmaması, bu konuda bir toplumsal uzlaşma sağlanabilmesı için, yasayı yapacak olanlara şöyle bir öneride bulunmak istiyorum.

 Kamu tarafından yapılacak satış bedeli gibi her türlü parasal tahsilatın yanında, 2B arazi satın alacak olan her vatandaş, Devletin göstereceği bir alanda alacağı her bir dönüm 2B arazisi karşılığı olarak elli adet orman ağacını BİZZAT dikmelidir.

Bu alanlar Orman Bakanlığı tarafından, 2B arazi satışının yapılacağı şehirlerde önceden belirlenmeli, 2B ormanları olarak adlandırılmalı, 2B arazisini alan vatandaş bizzat dönüm başına elli adet orman ağacı fidanını dikmeden tapu alamamalıdır.

Böylelikle orman alanlarından çıkarılan ve satışa konu edilen 2B alanı kadar, orman alanı yine o alanı satın alan vatandaş tarafından yerine konulacaktır.

 Bu surette 2B SATIŞ YASASI TARİHE BİNLERCE DÖNÜM 2B ALAN ORMAN DIŞINDA KALIRKEN, BİNLERCE DÖNÜM ALANIN BİZZAT VATANDAŞ TARAFINDAN ORMAN HALİNE GETİRİLDİĞİ YASA OLARAK ANILACAK, kayıp gibi görülen yasa kazanca dönüşecek ve bu konuda toplumsal mutabakat sağlanabilecektir.

TAPULU 2B ARAZİLER :

a) İSKAN TAPULU 2B ARAZİLER :

Atatürk zamanında uygulanan mübadele kanunu ile göç geldikleri memlekette bıraktıkları tapulu arazileri karşılığı Türkiye'de adiyen (göç geldiği ülkede 100 dönüm toprak bıraktıysa Türkiyede 10 dönüm tapu verilmiştir) iskan tapusu adı altında verilen tapular

b) TEVZİİ TAPULU 2B ARAZİLERİ :

Göçmen ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Devlete bedel ödeyerek tapularına ipotek konularak verilen tapular

( Toprak tevzii komisyonlarınca verilen tapular )

c) KADASTRO İŞLEMİ İLE OLUŞAN 2B TAPULARI : Kadastro işlemleri sonucu askı ilanına çıkılarak kesinleşen tapular

d) HAZİNE SATIŞLARI İLE OLUŞAN 2B TAPULARI : Hazine tarafından ihale ile vatandaşa satılarak parası tahsil edilen arazilere ilişkin tapular

Tüm bu grupta yer alan tapulu 2B araziler evveliyatı ormandır, ormandan 2B alana ayrılmıştır, tapunun Devlete ait olması gerekir diyerek iptal davaları ile tapuları iptal edilen arazilerdir.

Devletin verdiği tapular, imar uygulamasına konu olmuş, üzerinde ruhsat alınarak yapılar yapılmış ve daha sonra tapuları tekrar Devlet tarafından iptal olmuştur.

Nitekim iptal edilen bu tapular nedeniyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde yüzlerce davada Türkiye mülkiyet hakkının ihlali nedeniyle ağır tazminatlar ödemek zorunda kalmaktadır.

2Bkonusunun bu yönü kamuoyundan gizlenerek, sanki tüm 2B arazi üzerinde bulunan vatandaşlar arazi, orman yağmacısı, işgalci gibi tanımlanması Devletin tapusunu devletin tapu dairesinden alan aslında 2B mağduru olan vatandaşlara yapılan haksızlığın katmerlendirilmesidir.

Ne yazık ki Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde iptal edilen bu tapularla ilgili tazminat ödememek için savunma yaparken, onlarca imza ve işlemle oluşturulan bu tapular için sanki vatandaş Devletin verdiği bu tapulara patates mühür basmış gibi bu tapular sahtedir diye beyanda bulunmak zorunda kalmaktadır.

Genel anlamda 2Bsorununun mazisi yaklaşık yetmiş yıllıktır. Atatürk'ün yaptırdığı 1937 tarihli 3116 Sayılı Orman Kanununda orman içinde özel mülkiyet serbestti. Atatürk orman sevgisinin ve dolayısla ormanların korunmasının, ormanda özel mülkiyeti yasaklamakla değil özel mülkiyete izin verilmesiyle geliştirebileceğine inanmıştı.

Ancak, ondan sonra gelen yöneticiler İkinci Dünya Savaşı bitiminde 1945 yılında yaptıkları 4785 Sayılı Kanunla tapu sahiplerine tebligat bile yapmadan resmi gazetede yayını tebligat yerine geçerli olacak şekilde ormanda özel mülkiyeti yasakladılar. O günkü teknik imkansızlıklarla, aslında orman tahdit sınırı ile ilgisi bile olmamasına rağmen, gözle ufki bakışla binlerce dönüm tapulu arazi ve kadim ziraat arazisi vatandaşların haberi bile olmadan orman sınırı içine alındı.

Eylemli bir kanun olmadığı ve, tapuya bildirim yapılmadığı için insanlar tapularının iptal edildiğinin 20 yıl sonra farkına varabildi. O dönemde tapulu arazilerin ormanda kalması ve insanların tapulu arazilerinde orman işgalcisi durumunda kalması üzerine ilk defa 1971 yılında çıkarılan Kanunla 1961 Anayasasına madde eklenerek ilk orman dışına çıkarılma işlemi belirlendi.

Bu orman dışına çıkarma işleminde ise komisyonlar, aslında evveliyatından beri hiç orman olmamış tapulu araziyi tapu sahibine değil Hazine adına orman dışına çıkardılar.

Böylelikle Devlet tarafından tapu verilen binlerce vatandaşımız kendi arazisi üzerinde 2Bişgalcisi durumuna geldi.

Yıl 1971, Caddebostan hala bostan, Şaşkınbakkal da hala o şaşkın bakkalaçık, Beykoz'un dağındaki yol bile olmayan 2Barazisinde hangi arsa spekülasyonu, İstanbul'un merkezinde bile arsa bol ve ucuz.

Maalesef Devletin verdiği tapuyu delmesi, vatandaşı tapulu arazisinde 2B  işgalcisi yapması bu kez bir takım vatandaşları ormana, orman ağacına düşman etti, bir takım art niyetli kişilerde tapunun bile öneminin olmadığı alanlarda ormanı açma ve işgal etme faaliyetlerine girdiler.

2Bsorununun temelinde Devletin kendi verdiği tapuyu tanımaması, yargı kararlarının bu mülkiyet ihlaline geçit vermesi ve izlenen yanlış orman politikaları olmuştur.

Ormana ve ağaca karşı olmak insanlık suçudur, ancak şunu da unutmamak gerekir o ağaç mülkiyetinin Devletemi özel şahsamı ait olduğu ile ilgilenmez, o oksijen üretir, o sağlıklı bir çevre üretir.

Ormana ve ağaca düşmanlık o ağacı değil de, o ağacın mülkiyetinin kime ait olacağı şeklindeki kısır çekişme sonucu o ağacın kesen ve kesilmesine sebep olan politikalardır.

1945 orman tahdidinde Türkiyenin toplam orman varlığı 12.5 milyon hektardır. Bugün ise 22.5 milyon hektar cıvarındadır. Orman idaresi tarafından eklenen toplam orman varlığı 2.5 milyon hektar cıvarındadır. Bu hesaba göre Orman tahditi harici sıralı geçiş ve davalar yoluyla 7.5 milyon hektar cıvarındaki arsa vatandaştan Devlet mülkiyetine geçmiştir.

Bu nedenle Türkiye dünyada orman varlığının arttırtan ender ülkelerden biridir.

İnancım odurki, Türkiye'de İdare orman mülkiyetinin devlette'mi özel mülkiyettemi olduğu ile ilgilenmese sadece ağacı ve ormanı geliştirme hedefli politikalar üretse Türkiyenin orman varlığı bugünkü seviyenin en az iki katına çıkar.

  • Etiketler:

Yorum Yaz