maritbet girişmaritbet
TOKİ inşa etseydi, Barcelona uydu kentler toplamı olurdu!

TOKİ inşa etseydi, Barcelona uydu kentler toplamı olurdu!

TOKİ'ye kalsa Barselona, birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılan, birinden diğerine geçilemeyen uydu kentler toplamı olurdu

TOKİ'ye kalsa Barselona, birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılan, birinden diğerine geçilemeyen uydu kentler toplamı olurdu.

Bu yazıda meramımı anlatmak için İstanbul'u örnek olarak veremediğim için son derece üzgünüm. Yazının sonuna geldiğinizde bana hak vereceksiniz. O nedenle örnek şehir olarak Barselona'yı seçeyim dedim. Bunda geçen hafta sonunu Barselona'da geçirmiş olmamın da bir etkisi var.

Ben devrimcinin değişimden korkanından, muhafazakârın da geleneğe sahip çıkmayanından hoşlanmam. Hatta korkarım. Neden korkarım? Laf olsun diye öyleyim diye dolaşıyordur da ondan. İşte öylesinden her şey beklenir. Fikir münakaşası ise hiç yapılamaz. Türkiye'de kentlerimizin tarihsel altyapısını genellikle muhafazakâr yönetimler sırasında talan etmişizdir. Bilmem farkında mısınız? Hiç anlamamışımdır. Barselona, Prag ve Paris'te binalar tarihidir. İstanbul'da Laz müteahhit apartmanları vardır. Önce İstanbul'u o hale getirmişizdir. Sonra müteahhit garabetini ülkenin her tarafına yaygınlaştırmışızdır. “Yahu bizim burası amma da gelişti, aynı İstanbul” demişizdir. TOKİ'ye yani Toplu Konut İdaresi'ne gelinceye kadar, yapılacak tahribatı biz zaten yapmışızdır. Yapılan tahribat memleketin muhafazakârlarının geleneksizliğine en büyük delildir. Geleneğe saygılı olan yalnızca atalarımızın içinde yaşadığı binaları korumaya çalışmaz. 1914'te İstanbul Belediye Başkanı Cemil (Topuzlu) Paşa'nın başlattığı Darülbedayi-i Osmani'yi yani Belediye Şehir Tiyatroları'nı özelleştirmekten bahsetmez. Korumak için çaba gösterir.

Benzer bir geleneksiz muhafazakâr örneğini Franco dönemi İspanyası'nın Barselona Belediyesi sergilemiştir. Onlar da İspanya İç Savaşı'nda demokratik hükümetin yanında yer alan, özerklik ve Katalan dilinde hizmet verme, konuşma talepleri olan Katalonya'nın başkentinin tarihi dokusunu hallaç pamuğu gibi atmışlardır. Ta ki 1975 yılında Franco'nun ölümüne kadar.

Barselona yürüyerek gezilmek üzere tasarlanmış bir şehirdir. Demem o ki Barselona, 1975'e kadar esasen araba ile dolaşılacak bir şehir hüviyetinde iken yaklaşık on beş yıl içinde, yürüyerek gezilecek şehir haline getirilmiştir. Yani birisi oturmuş, “Yahu bu Barselona bizim ulusal kültürümüzün gözbebeği, burayı yaşanılacak, sokaklarında sıkılmadan dolaşılacak bir hale getirelim” diye düşünmüş. Tarihi yapıyı hem korumuş hem de ortaya çıkarmıştır. “O nasıl oluyormuş?” diye merak edenlerin, hiç öyle uzun uzun aramasına gerek yoktur. Çırağan'dan Swiss Hotel'e yürüyüş yeterlidir. Etraf ıssızdır. Arabalar vızır vızırdır. Yapacak, bakılacak hiçbir şey yoktur. Barselona öyle değildir.

Yol ortası geniş kaldırımlar Barselona'nın en güzel yanlarından biri. Eskiden bunları bulvara eklemişler, yollarda arabalara yer açmışlar. 1975'ten sonra işte o akıl, o bulvarlarda kaldırımları genişletmiş, arabaların geçeceği yolları daraltmış. Biri oturmuş, Franco dönemi belediyesinin araba ile gezilecek kente çevirdiği Barselona'yı yeniden yürüyerek gezilecek bir Barselona'ya çevirmiş. Kim yapmış, Franco dönemi sonrasında iktidara gelen sosyalistler yapmış. Oturmuşlar, ayrıntılı imar planı hazırlamışlar ve yaklaşık 20 yıl içinde hemen burnumuzun dibinde Barselona'nın çehresini değiştirmişler. Bunu da 1992 Olimpiyatları'nı hazırladıkları planı finanse etmek için kullanarak başarmışlar. Yaklaşık 2 milyar dolara Barselona'nın kimliğini değiştirmişler. Paracıkları, yılda 3-5 kez kullanılacak stadyumlar yerine kentsel altyapıya yönlendirmişler.

Peki, TOKİ'ye kalsa Barselona nasıl olurdu? TOKİ yalnızca kentin orasına burasına, kendi içine kapalı, bir nevi kale benzeri uydu kentler kurmaktan başka bir kentleşme modeli bilmediğine göre, herhalde şehir, birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılan, birbirine küs, birinden diğerine geçilemeyen uydu kentler toplamı olurdu. Tarihi yapılar yıkılır, olsa olsa alışveriş merkezine dönüşürlerdi. Kaldırım da olmaz ve her yere araba ile gidilirdi. İşlevselliği öne çıkaran ama hayatı neşelendirmeyen ve kolaylaştırmayan böyle kentler daha önce ABD'de, İngiltere'de ve Sovyetler Birliği'nde denendi ve sonra vazgeçildi. Şimdi bir tek TOKİ'de kaldı. Ben boşuna TOKİ modeli 1930'lardan kalmadır demiyorum. Zaten Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez, TOKİ modelini pek beğenmişti.

Güven Sak/Radikal

Yorum Yaz

Benzer Haberler

Manisa Yunusemre'de konut teslimatı başladı
  • 05.12.2025 17:34

Manisa Yunusemre'de konut teslimatı başladı

TOKİ'nin Manisa Yunusemre Akgedik Mahallesi'nde tamamladığı sosyal konutlar hak ...

İki kentsel dönüşüm projesinden biri İstanbul’da
  • 10.11.2025 11:00

İki kentsel dönüşüm projesinden biri İstanbul’da

İstanbul Ataşehir’de düzenlenen Şerifali İmar-İskan Blokları Kentsel Dönüşüm Kon ...

Yüzyılın konut projesi’ne başvurular bugün başlıyor
  • 10.11.2025 10:03

Yüzyılın konut projesi’ne başvurular bugün başlıyor

TOKİ tarafından 81 ilde 500 bin sosyal konutun inşa edileceği “Yüzyılın Konut Pr ...

500 bin sosyal konut için başvurular başlıyor
  • 06.11.2025 11:45

500 bin sosyal konut için başvurular başlıyor

Ev Sahibi Türkiye sloganıyla TOKİ tarafından gerçekleştirilen 500 bin sosyal kon ...

Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi vatandaşların hizmetine açıldı
  • 03.11.2025 10:35

Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi vatandaşların hizmetine açıldı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ...

Yüzyılın projesinde konutlar işte böyle olacak!
  • 27.10.2025 14:15

Yüzyılın projesinde konutlar işte böyle olacak!

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanı Recep T ...