maritbet girişmaritbet
GYODER, salgında yaşanan değişimi masaya yatırdı

GYODER, salgında yaşanan değişimi masaya yatırdı

GYODER Çözüm Platformu'nun beşinci toplantısı, Alkaş iş birliğiyle çevrim içi olarak gerçekleştirildi.

Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) İcra Kurulu Üyesi ve Sinpaş GYO Genel Müdürü Seba Gacemer, "E-ticaret hem sosyal hayatı hem iş hayatını dönüştürmeye başladı." dedi.

Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği'nin (GYODER) mevcut sorunlara çözüm bulmak amacıyla hayata geçirdiği GYODER Çözüm Platformu'nun beşinci toplantısı, Alkaş iş birliğiyle çevrim içi olarak gerçekleştirildi.

"Pandemi Sonrasında Nasıl Bir Dünya? Ofis ve Alışveriş Merkezleri" başlığıyla gerçekleştirilen toplantı kapsamında "Ofis Ve Alışveriş Merkezlerinde Pandemi Süreci: Neler Yaşandı, Nasıl Etkilendik, Mücadelede Ne Aşamadayız?" başlıklı panel düzenlendi.

Panelde konuşan Gacemer, salgın sayesinde bir deneyim yaşanıldığını, salgının enteresan bir dönemde devreye girdiğini belirterek, "E-ticaret hem sosyal hayatı hem iş hayatını dönüştürmeye başladı. Bu dönüşüm vizyoner ürünleri buna müsait organizasyonu buna müsait şirketler tarafından iyi değerlendirildi." açıklamasında bulundu.

Gacemer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mesela Migros ve DeFacto gibi öncesinden e-ticaretin fırsat ve vizyonunu iş modeline dahil etmiş olan perakendeciler aslında bu dönemde öne çıkarak hatta artarak yoluna devam etti,kapasite ve ciro olarak. Talebe karşılık verecek ve döngülerin daha hızlı değiştiği bir dönemde, esnek iş modellerini geliştiren şirketlerin aslında bu dönemde bir şekilde başarıyla çıkabildiğini görüyoruz. Çünkü sonuç olarak şöyle düşünelim; biz ne iş yapıyoruz ofis, ticari alan, konut geliştiriyoruz. Biz kurumların ve insanların barınma ihtiyacını karşılıyoruz. Bu barınma ihtiyacı hayat devam ettiği sürece sürecek. Önümüzde her yeni olumsuz durum karşımıza fırsat çıkaracak. Kendimizi tekrar etmekten kurtaracak ve biz bundan sonra yeni ne yapabiliriz ve aslında durağanlaşan bir arz talep dengesine yeniden harekete geçirecek fırsatlar bize verecek.

Mesala bizim bazı değişimlere yönelik yapı olarak tutunmamız oluyor. Eskiden çoklu mülkiyet vardı. Sonra denildi ki çoklu mülkiyetler başarılı değil artık tek mülkiyet olsun ve bunu güzel ve mükemmel şekilde yönetelim. Konforlu ve eğlenceli mekanlar yapalım. Fakat pandemi bize şunu gösterdi; tek bir yatırımcının buradaki yüzlerce işletmenin ticari sorumluluğunu alarak bu kadar büyük yatırımlarının altına girmesi ve buna göre finansal yükün altına girmesi, bundan sonra ne kadar mümkün? Yani biz aslında dünyada ve ülkemizde olabilecek krizlere iş camiası olarak alışığız. Bunlarda kendimizi çabuk çıkarabiliyoruz ve dönüşebiliyoruz. İş modelleri geliştiriyoruz. Ülke olarak buna çok alışığız. Pandemi bize şunu da gösterdi biz mekanlarımızı hatta mekanlarımız ile yönetim kanunlarımız dahil olmak üzere daha esnek yapmamız lazım."

"Migros Sanal Market'i 35 ilde yaparken 81 ile çıktık"

Migros e-Ticaret İş Birimi Direktörü Orçun Onat ise "Pandemi olmasaydı e-ticaret zaten arkasına büyük bir rüzgar almış gidiyordu." açıklamasında bulundu.

Onat, şunları kaydetti:

"Biz 2019 yılında satışlarımızı yüzde 100 büyütmüştük. 2020'nin pandeminin olmadığı dönemde bütçelerimizi yaparken 2020 yılı içinde yüzde 100 büyüme hedefi koymuştuk. Fakat pandemi ile birlikte bunları katladık. Pandeminin dijitalleşme sürecini hepimiz konuşuyoruz. Migros'un burada önemli özelliği hem fiziksel hem online yani biz çoklu kanal hizmeti veriyoruz. İkisinin kol kola gitmesinin çok büyük bir avantaj olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla online-offline entegrasyonu bizim en önemli gündemimiz.

Pandemi ile birlikte biz Avrupa'yı 2-3 hafta geriden takip ettiğimiz için önceden hazırlıklarımızı yapmaya başlamıştık. 1 yıl içerisinde biz 3 katından mağaza açtık online anlamında. Migros sanal marketi 35 ilde yaparken 81 ile çıktık. Bu yeni iller ve yeni ilçeler artırmak yönünde oldu. Özellikle e-ticaretin yoğun olduğu yerlerde yeni mağaza eklemek zorunda kaldık kapasiteyi karşılamak için. Burada en önemli konularımızdan bir tanesi AVM'lerdeki mağazalar kapanınca biz bazı mağazalarımızı gölge mağazalara çevirdik ve bu sayede kapasitemizi 5 kat artırabildik."


"Başımıza gelen her şeye rağmen yaşama sarılmaya devam edelim"

Alkaş Yönetim Kurulu Başkanı, AYD Başkan Yardımcısı Avi Alkaş da 2020'den önemli dersler kazanıldığına dikkati çekerek, "Bizim işimiz mekancılık, mekanla uğraşıyoruz.Bu mekanlarda insanların mutlu zamanlar geçirmesini sağlamaya çalışıyoruz.Mekan, zaman, insan üçlemesindeki anı doyasıya yaşamak için bizde bu değişime ayak uydurmalı pandeminin derslerinden olumlu sonuçlar çıkarıp, başımıza gelen her şeye rağmen yaşama sarılmaya devam edelim." dedi.

Zorluklara karşı insanların etkili çözümler üretebildiğine vurgulayan Alkaş,"Eğitim değişecek, evet hayat zorlaştı, cirolar düştü, kiraları toplamak zorlaştı. Ama yine de yenilikçi çözümler bulmaya başladık." değerlendirmesinde bulundu.

Alkaş, salgının neticesinde yeni nesil çalışma kültürü oluştuğunu ve hibrit bir modelin oluşmaya başladığını ifade ederek şunları kaydetti:

"Yeni nesil iş hanlarıyla beraber yeni çalışma kültürüne, yeni yaşam tarzına, çünkü bu iş sadece evden olmayacak bu iş merkezi ofislerden de olamayacak dolayısıyla bu hibrit modeli AVM'lerimize de taşımak, AVM'lerde, bazı perakendeci dostların boşaltabilecekleri yerlere karşın bazı toplanamayacak kiralara karşın belki devam edemeyecek bazı operasyonlarda AVM'lerin birer sağlık merkezi haline gelmesi, AVM girişlerine test merkezleri kurmak veya sınav merkezlerinin AVM'lerde yer bulmasını sağlamak.

AVM'lerimizin içinde de ortak çalışma mekanları kurgularken büyük şirketlerin elemanlarını bu paylaşım ekonomisinin de uzantısı olan bu ortak çalışma mekanları ve hatta ortak yaşama alanları oluşturmak gibi  bir takım işlevler olacak. Belki de asansör sıkışmalarından ötürü üst katların sadece günde bir kez veya akşam ikinci kez kullanılabilecek normal çalışan yurtlarına dönüşmesiyle alt katlara inen ofisler veya  uzaktan gelindiği zaman haftanın üç gecesi kalınıp haftanın dört gecesi daha kente uzakta toplu taşıma yerine hızlı taşımayla gelinip gidilebilen yerlerle farklı yaşam biçimlerine dönüşebileceğimizi ön görüyorum. Bu belki de ailelerimizle daha kaliteli zaman geçirmek adına da yarar sağlayabilecek."

Yorum Yaz