maritbet girişmaritbet
Rezerv şehirler ve Kanal İstanbul!

Rezerv şehirler ve Kanal İstanbul!

Türkiye Gazetesi'nde Necmi Çiçekçi tarafından hazırlanan Emlak&Trend sayfasında bu hafta Kanal İstanbul çevresine kurulacak depreme dayanıklı rezerv şehirler konusu ele alındı.

Hükümetin İstanbul’da yapacağı 500’er bin konutluk rezerv şehirlerin Avrupa Yakası’ndaki adreslerinden birisi de Kanal İstanbul bölgesi olacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da son açıklamasında bu konuyu dile getirdi. Ancak muhalefet kesimi ‘bu bir rant projesi’ diyerek algı operasyonuna erken başladı. Kahramanmaraş’ta yaşanan felaketin tekrar edilmemesi için rezerv şehirler kritik önem taşıyor. Öte yandan proje ile ilgili fizibilite çalışmaları başladı. Yakın zamanda projenin şekillenmesi bekleniyor.

Türkiye, Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depremlerle ağır bir yıkım yaşadı. Binlerce vatandaşımızı kaybettik… On binlerce ev ve işyeri kullanılmaz hale geldi. Bu süreçte hükümet hızla aksiyon aldı. Bölgede yaralar sarılmaya başlandı. Depremzedeler için yeni konutların temeli hızla atıldı. 11 ilde hayat normale dönmeye başladı. Bu acı tecrübe bize kentsel dönüşümün ve yeni yapıların ne denli önemli olduğunu gösterdi. Ülkemizdeki deprem gerçeğini bir kez daha hatırlamış olduk. Tüm bu gelişmeler yaşanırken, olası İstanbul depremi ve metropoldeki çarpık kentleşme Türkiye’nin gündemine oturdu.

İLK BİZDEN OKUDUNUZ

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı aynı acıları yeniden yaşamamak adına İstanbul özelinde yapılacak olan ‘rezerv şehirler’ projesini kamuoyuna duyurdu. Biz de 5 Mart 2023 tarihindeki sayfamızda ‘Yeni güvenli ve sağlam İstanbul’ başlığıyla 500 bin konutluk 2 rezerv şehrin nerede olacağını ilk sizlerle paylaşmıştık. Avrupa yakasında; Başakşehir’in kuzeyi, Arnavutköy’den Çatalca’ya uzanan bölgede yapılacak olan şehir, uzun yıllardır tartışma konusu olan Kanal İstanbul bölgesiydi. Bu hafta ise muhalefetin tüm eleştirilerine rağmen Kanal İstanbul bölgesinde yapılacak olan yeni şehrin neden önemli olacağını anlatmaya çalışacağız.

TEHLİKE KAPIYA DAYANDI

Bilindiği üzere Kuzey Anadolu Fay hattında uzun yıllardır bölgesel depremler yaşanıyor. Bu fay hattı üzerinde 1992 Erzincan depremi ile başlayan hareketlenmeler, 1999 Gölcük ve Düzce depremleri ile devam etti. Bilimsel araştırmalara göre fay hattında biriken enerji İstanbul’un kapısına dayandı. Yapılan araştırmalarda İstanbul girişinden başlayıp, Tekirdağ Şarköy çıkışına kadar devam eden kırılmamış fay hattı ciddi bir tehlike arz ediyor. Bu da 16 milyon kişinin yaşadığı metropolü büyük ölçüde tehdit ediyor.

REZERV YAPILAR NEDEN ÖNEMLİ

Bakanlığın yaptığı çalışmaya göre İstanbul’da 1.5 milyon riskli konut bulunuyor. Özellikle denize yakın bölgeler; Silivri, Büyükçekmece, Avcılar, Bakırköy, Zeytinburnu Fatih ile Anadolu Yakası’nda; Kadıköy, Üsküdar, Ümraniye ve Pendik acilen dönüştürülmesi gereken ilçeler olarak öne çıkıyor. Nüfusun yoğun olduğu ve çarpık kentleşmenin hat safhaya ulaştığı bu bölgelerde dönüşüm bir hayli zor… Müteahhit ve ev sahibi anlaşmazlıkları bir kenara dursun, ilçelerde yaşanan nüfusun dönüşüm süreci boyunca güvenli bir noktaya taşınması gerekiyor. İşte rezerv şehirler bu noktada önem kazanıyor.

EN DOĞRU ADRES

500 bin kişinin yaşayacağı ilk rezerv şehir Anadolu Yakası’nda Çekmeköy ve Tuzla şeridi üzerinde inşa edilecek. Bir diğer rezerv şehir ise tartışmaların odağında olan Kanal İstanbul bölgesinde yapılacak. Bu bölge, hem zemin hem de ölçek anlamında İstanbul’un en doğru adresi… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında bunu dile getirdi. Erdoğan “Rezerv şehirlerimizden biri Kanal İstanbul Bölgesi’nde olacak” açıklaması yaptı. Ancak bu açıklama bazı kesimleri oldukça rahatsız etti. Muhalefet kılıçlarını çekerek “Kanal İstanbul Rant projesidir” söylemlerini yeniden dillendirmeye başladı.

ELEŞTİRİLER VE ALGI OPERASYONU

Kanal İstanbul’un ekonomik getirisi ve ülkemize katacağı değer başlı başına bir yazı konusu olabilir. Ancak burada önceliğimiz olası depremlere karşı önlem almak olmalı. Bugün İstanbul’un Avrupa Yakası’nda 500 bin konutluk uydu kent yapacak başka bir bölge yok. Üstelik İstanbul’un her geçen gün artan nüfusu ve gelişen ekonomisi göz önüne alındığında bu projenin değeri daha iyi anlaşılıyor. Buna rağmen altı dolu olmayan eleştiriler ile ülke gündeminde Kanal İstanbul’un rant projesi olduğuna dair bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.

ÇALIŞMALAR HIZLANDI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Çılgın Proje’ adını verdiği Kanal İstanbul’da çalışmalar devam ediyor. 2021 yılının sonunda temeli atılan projede Sazlıdere’den geçiş sağlayacak köprünün yapımı tamamlanmak üzere. Projenin son durumuyla ilgili bilgi veren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum son açıklamasında “Gurur projemiz Kanal İstanbul’da iptal yok, imar planları yürürlükte ve proje devam ediyor” açıklamasında bulunmuştu. Aldığımız bilgilere göre rezerv şehirler projesi, Kanal İstanbul’un yapımını daha da hızlandırması bekleniyor. TOKİ ve Emlak Konut GYO’nun son haftalarda bölgede rezerv şehirler projesi ile ilgili çalışma başlattığı gelen duyumlar arasında…

GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ TEK YUMRUK OLDU

6 Şubat'ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Geniş bir coğrafyada hissedilen ve 11 ilde on binlerce binanın yıkıldığı afette 60 bine yakın can kaybı yaşandı. Bölgelerde devletin tüm imkanları ve kurumları depremzedeler için harekete geçti. Afet yaşanan illerin yeniden inşası için deprem konutlarının temeli atıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum bu süreçte; üreticisi, inşaatçısı, işçisi, mühendisi, mimarı ile birlikte ayrı ayrı toplantılar gerçekleştirdi. İş dünyası temsilcileri dinlendi. Yıllardır eleştirilerin hedefinde olan Türk müteahhitleri bölgeyi yeniden ayağa kaldırmak için var güçleriyle çalışma kararı aldı. Yaşanan deprem felaketi ülke olarak kenetlenmemiz vesile oldu. Bu acı durum, birlik ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE KARŞILIKLI İYİ NİYET

Sektörden aldığımız bilgilere göre deprem bölgesindeki inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Birçok müteahhit kendilerine gelen yardım tekliflerini düşünmeden kabul etmiş. Ancak müteahhitler ‘kentsel dönüşüm’ konusunda bazı mülk sahiplerinin ‘daha fazla kazanayım’ mantığından şikayetçi… “Yaşanan depremlerde kentsel dönüşümün ne kadar önemli olduğunu anladık. Ancak hala bazı projelerde vatandaşlar ‘1 metrekare daha fazla alayım’ mantığından vazgeçmiyor. Yeni ve güvenli binaların inşasında bizim kadar ev sahiplerinin de anlayışlı davranması gerekiyor” diyorlar…

ANLAMLI DESTEKLER

Türkiye Müteahhitler Birliği de deprem felaketinden etkilenen vatandaşlarımız için anlamlı bir karar aldı. Birlikten yapılan açıklamada “Sektörümüzdeki artan girdi maliyetleri ve küresel konjonktürdeki olumsuzlukların sebep olduğu çok ağır şartlara rağmen aldığımız karar çerçevesinde, üstlenmiş bulunduğumuz kamu projelerine ait 2022 yılından bakiye alacaklarımız ile yapımı halen devam eden ya da bu yıl içinde imzalanacak projelere ait 2023 yılında tahakkuk edecek hakedişlerimizden yüzde 1’i deprem bölgesindeki yeniden imarı için bağışlanacaktır” denildi.

Bodrum’da kira fiyatları 15 bin lira

Türkiye’nin en gözde tatil bölgelerinden Muğla Bodrum’a ilgi artıyor. Yapılan araştırmalara göre Muğla’da satılık konut stoku %62 artarken, kiralık konut stoku %19 artış gösterdi. Muğla’nın Yatağan, Dalaman ve Milas ilçelerinde ise konut stoku düşüş gösterdi. Muğla genelinde ortalama kira 15 bin 336 TL, ortalama satış fiyatı 4 milyon 411 bin 810 TL oldu. Kiralık konut stokunun %49, satılık konut stokunun %51 arttığı Muğla’nın Bodrum ilçesinde ortalama konut fiyatı 7 milyon 342 bin 152 TL, ortalama kira 16 bin 482 TL. Satılık konut stoku %41 artarken kiralık konut stoku %3 düşüş gösteren Dalaman’da ortalama konut fiyatı 1 milyon 811 bin 873 TL, ortalama kira 6 bin 362 TL. Satılık konut stokunun %77, kiralık konut stokunun ise %8 arttığı Datça’da ortalama konut fiyatı 4 milyon 439 bin 120 TL, ortalama kira 8 bin 14 TL oldu.

1 Temmuz bilmecesi

Hükümetin fahiş kira artışlarına karşı uygulamaya aldığı ‘yüzde 25’lik kira zam tavanı’ süresi 1 Temmuz’da son buluyor. Hem ev sahipleri hem de kiracılar tarafında sürecin nasıl işleyeceği merak konusu… Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Katıldığı bir televizyon programında konuşan Kurum “Bu dönemde herkes fedakârlık yapmak zorundaydı ve biz de kira artışına bir yıl süreyle, 1 Temmuz 2023’e kadar yüzde 25 sınırı getirdik. Süreç bitince normale geçişi sağlamak zorundayız. Geçen seneki enflasyonla bu seneki hedefler farklı, taşlar yerine oturacak ve olağan akışında serbest piyasa koşullarında ev sahibi-kiracı ilişkisi sürecek. Eğer temmuz sonrası da böyle bir durum olursa tarih uzatılacak” dedi. Yapılan açıklamadan da anlaşılacağı üzere konuyla ilgili net alınmış bir karar bulunmuyor. Konuyla ilgili görüş aldığımız bir avukat “Mevcut durumda bile kiracı ve ev sahibi anlaşmazlık davaları ciddi boyutlara ulaştı. 1 Temmuz sonrası davaların daha da artacağını tahmin ediyoruz” diyor…

Yazlık fiyatları uçuşa geçti

Bahar aylarının gelmesiyle yazlıklara geçişte hız kazandı. Yaz dönemini güney kesimlerde geçirmek isteyenler özellikle, İzmir, Muğla ve Antalya gibi bölgelere göç etmeye başladı. Ancak bu talep yazlık fiyatlarında artışa neden oldu. Kiralık ve satılık yazlık fiyatları geçen yıla göre yüzde 70-80 civarında artış gösterdi. Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz ve bölgede emlakçılık yapanlar “Gayrimenkul piyasasında genel bir fiyat artışı zaten var. Deprem korkusu da yazlıklara olan ilgiyi artırdı. Özellikle İzmir’de Urla-Çeşme, Muğla’da Bodrum ve Antalya’da Konyaaltı bölgesine talep var” dedi. Öte yandan yazlıklara geçen yıla göre olan talebin artışında EYT’de etkili oldu. Emekli olup iş hayatına son verenlerin güney kesimlerde ev sahibi olduğu ifade ediliyor. 

  • Etiketler:

Yorum Yaz