Güncel
20.06.2015 09:48
Okuma Süresi: 01:36 dakika

Legodan İstanbul olur mu demeyin!

Bir Danimarkalı, bir İtalyan, iki de İngiliz el ele verip, İstanbul’a bir Lego şehri kurdular.

Artık İstanbul'da mini bir İstanbul daha var. Danimarkalı Søren Johansen, İtalyan Giorgio Pastero, İngiliz Terry Reynolds ve Neville Smith… Onlar dünyanın değişik yerlerine minik Lego şehirler kurmuş 4 mühendis. İstanbul'da da harikalar oluşturmuşlar.

Bu Lego şehri ne kadar sürede hazırladınız?

Bu güzel dünyayı hazırlamamız tam 5 bin 500 saatimizi aldı.

Binaları yapmak için özel Lego parçalarımı üretildi?

İlk bakışta öyle gibi görünebilir, ama hayır. Buradaki bütün parçalar, dışarıda halka satılan parçalar… Yani, bu tür tasarımlar için ayrıca, özel olarak hiçbir parça üretilmiyor.

İstanbul'u hazırlarken tasarladığınız binaları neye göre seçtiniz?

Öncelikle İstanbul'u gezdik ve 6 binin üzerine fotoğraf çektik. Hangi yapılara yer vermemiz gerektiği konusunda bir liste hazırladık ve bu listeye göre işe başladık. Yapmamız gereken yapıları önem derecelerine göre sıraladık. Örneğin Sultanahmet Camii ve Ayasofya Camii olmazsa olmazdı. İstanbul muhteşem bir şehir, birçok özelliği var.

Peki, Legolarla herkes kendi İstanbul'unu oluşturabilir mi? Bunun için kitapçıklar var mı?

Ellerinde Lego parçaları olan herkes, istediği binayı üretebilir. Bunun için özel şeylere gerek yok. Nasıl yapıldığına dair kitapçıklar da yok. Yani “Şu parçayı şuraya koy, bunu da buraya koy” demiyoruz. Biraz hayal gücü ve beceri yeterli… Biz bu binaları fotoğraflarına bakarak yaptık.

Legoland için hazırladığınız bu binalardan çok daha büyüklerini hazırlamak mümkün mü? Mesela 10 metre boyunda bir bina hazırlanabilir mi?

Lego ile her şey mümkün… Lego'nun güzel yanı da bu! Elinizde parçalar olduğu sürece istediğiniz boyutta tasarımlar yapabilirsiniz.

Lego parçaları ile kurduğunuz küçük şehirler arasında en çok beğendiğiniz yapı hangisi?

Kanada'nın baş şehri Toronto'daki Sien Tower. 4.2 metre uzunluğunda tasarladık. Çok renkli ve değişen ışıkları olduğu için çok eğlenerek yaptık.

İstanbul'daki binaları yapmak zor olmadı mı?

Çok zor oldu. Biz aslında Japon binalarını yaparken çok zorlanmıştık, ama İstanbul'daki binaların da onlardan aşağı kalır yanı yok. İstanbul'da bizi en çok zorlayan camiler oldu. Çünkü kubbeleri yapmak çok zor. Belli bir oranda tasarlamak çok zor. Ya çok büyük oluyorlar, ya küçük kalıyorlar… Hoş ve zor bir mimari! En çok Sultanahmet'te zorlandık, 400 saat sürdü. Minarelerin kırılmasını ve devrilmesini engellemek için, iç kısımlara güçlendirici parçalar koyduk, tek tek kubbeleri inşa ettik. En kolayı ise Kapalı Çarşı'ydı, çünkü sadece ön duvarını yaptık.

Ömür Kurt/Hürriyet