Serdar İnan: Türkiye'nin petrolü gayrimenkuldür!

Türkiye inşaat sektörünün en eski kuruluşlarından olan İnanlar İnşaat, faaliyete geçtiği 1965 yılından itibaren İstanbul ağırlıklı projeleri ile öne çıktı. İstanbul'da özellikle Eminönü, Aksaray, Çapa, Topkapı hattında iş merkezleri, hanlar ve konut projelerine imza atan grup, çok sayıda fabrika ve AVM inşaatının da yapımını gerçekleştirdi. 

 

2004 yılından bu yana hızla gelişen markalı konut sahasında 'Terrace' markası ile proje geliştiren İnanlar İnşaat, bugüne kadar 220 farklı projeye imza atmış. İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, uyguladığı birbirinden farklı satış kampanyalarının yanı sıra, renkli kişiliği ve şiire olan merakıyla tanınıyor. 

 

Robert Kolej'in ardından girdiği İTÜ'de Mimarlık Fakültesi'nden iyi derece ile mezun olan Serdar İnan ile projelerinin yanı sıra kentsel dönüşüm, mütekabiliyet ve 2B konularına dönük bir söyleşi gerçekleştirdik: 

 

 

Gayrimenkul sektörü açısından 2012 güzel geçti. Çok önemli kanuni düzenlemeler yapıldı. Yurt içinde ve dışında pazarı büyütecek çok önemli adımlar ve uygulamalar gündeme geldi. Bu kanunların eklerini düzgün yapabilirsek iş daha da hızlanacak. Türkiye'de gaza ve frene birlikte basıyoruz. Frenden ayağımızı kaldırsak büyük ivme alacağız. Türkiye'nin potansiyeli çok geniş. Ancak yalnızca yasa ile olmuyor tabi, farklı sorunları da aşmak gerekli. 

 

 

Yasa çıkartıyorsun, yabancıya daireyi 1 milyon dolara satıyorsun ama ikamet vermiyorsun ne işe yarar? Diyelim vizesi 3 ay ama o 4 ay kalmak istiyor. Siz diyeceksiniz ki, 'kalamazsın vizen bitti'. Bu kişiye ikamet ver, hatta 3 yıl kalırsa, belli bir parayı buraya getirirse, Türkiye'de iş açar 5-10 Türk'e iş verirse vatandaşlık da ver, ne olur? Bunları yasanın altına eklersek Türkiye'ye büyük ivme kazandıracak olan mütekabiliyettir. Türkiye'nin dünyada para edecek en önemli kaynağı gayrimenkul. Bunu iyi değerlendirmeli, gayrimenkulün değerini artırmalıyız. 

 

 

İspanya'ya bugüne kadar 500 milyar dolar Arap parası girmiş. Demek ki Türkiye'nin 1 trilyon dolar böyle bir potansiyeli var. Bu 10-12 yılda Türkiye'ye girecek bir paradır. Türkiye'ye bu para gelirse Türkiye gelişir kalkınır, maaşlar yükselir. Türkiye kalkınırsa insanlar daha yüksek maaşlar kazanır ve kalkınmaya katkıda bulunur. 

 

Kentsel dönüşüm de geçen yıla damga vuran kanuni düzenlemelerden oldu. Kentsel dönüşüm yasasında durum daha değişik. Ciddi sorunlar yüklü. Yasaya baktığınızda mesela Kadıköy'de Fikirtepe'de herkesten imza alıp binayı yıktınız, binada 300 kişi var. Adam sizi vekaletten azletti ya da paylaşımda itiraz etti, 'ben o katta değil bu katta daire istiyorum' diye. Ya da tapuların devri var. Türkiye'de 100 kişiden 3'ü sağlıklı şekilde yaşamını sürdüremeyecek vaziyette, ya bunamış ya ağır hasta, ölüm yaşanabilir. Ya da kişi müteahhide kafayı takabilir. Tüm bu durumlarda sorun yaşanacak. 

 

 

Kentsel dönüşümde hamurlaştırma yapılmalı. Yani mülkiyetine el koyabilme yetkisi gerekli. Bir daire sahibisiniz, siz imza atmadığınızda işler yürümez ama hamurlaştırdığımızda ne sağlıyoruz? 5 kişi yönetim, 5 kişi denetim bir tane de Şehircilik Bakanlığı'ndan müfettiş komiser olacak bir kurul oluşturacaksınız. Yönetim kurulu olarak ihaleye çıkacaksınız. İhaleye müteahhitler katılacak, kim fazla para verirse işi o alacak. Kooperatifin yönetimi tarafından imza sirki'ısü iki kişiye verildiyse onların imzalarıyla işler çözülecek. Çıkan kentsel dönüşüm kanununun altına bu eklenirse işleyiş hızlanır. 

 

 

Türkiye'de 10 tane A dpi, 20 tane B tipi yap-sat'çı müteahhit var. Kalanlar ise sokak müteahhidi. Onlar da bakkallar gibi yavaş yavaş azalacak. Sektör 5-10 yıl içinde 20 tane yap-sat'çı müteahhit altında çalışacak. 20 müteahhitin 3-5'i de yurtdışı yap-sat'çı haline gelecek. 

 

Birkaç tane yurtdışından gelecek. Türkiye Çin'den sonra dünya müteahhitleri arasında ikinci sırada. Bunun üstüne düşmek lazım. Türkiye yap-sat anlamında dünyada gayrimenkulü speküle eden markaları oluşturmak zorunda. 

 

 

Gayrimenkul Türkiye'nin petrolüdür. Sektöre bu şekilde bakılmalı. Türkiye'nin petrolü, altını, ucuz iş kaynakları, kendine ait bir markası yok. Tekstil var marka yok. Dizi yapıyoruz, yurtdışına pazarlıyoruz ama dünya çapında televizyon kanalımız yok. Biz ülke olarak her noktada sınıra gelmişiz, bir adım daha atsak sınıf değiştirip dünya ligine geçeceğiz. 

 

Birbirinden ilginç projeleri ile sektöre farklılık getiriyor İnanlar İnşaat. Bir de dev, kimi kesimler tarafından 'ütopik' görülen projelerle de çok konuşuluyor. HavvAda da bunlardan biri.

 

HavvAda felsefesi olan bir proje. Dünyada bir ilk. Çılgın proje olarak da bilinen Kanal İstanbul'dan çıkan hafriyat toprağı ile yapacağız. İstanbul'un neresinde yapacağız? Üçüncü havaalanı Terkos Gölü'nün doğusunda yapılacak. Adayı da bu havalanının üç kilometre açığına Karadeniz'e yapacağız. 300 bin nüfuslu bir ada oluşturacağız. Buraya yabancı bir insan nüfus kağıdı, vizesi olmadan, yeni havaalanından doğrudan gelebilecek. 

 

Hz. Havva annemiz dünyaya geldiğinde her yer yemyeşilmiş, din, ırk yokmuş. Dünyada hiçbir ayrım yokmuş. Bütün insanlar birmiş. Burada da herkes eşit olacak. Tam bir özgürlükler adası olacak. Adı o yüzden HavvAda. Neticede İstanbul tüm insanların bir araya geleceği bir şehir olacak. Hükümete sunduk, siyasi karar bekliyoruz. 

 

30 milyar dolar maliyeti, 100 milyar dolar da satış geliri var. Proje kendi parasıyla dönebilir. Reklamını iyi yaparsan. Çünkü projenin yüzde 90'ı yabancıya satılacak. Uluslarası bir proje. 

 

Bu bizim yarattığımız bir proje. Ancak uygulamasını tek başımıza sürdüreceğiz diye bir düşüncemiz yok. Dev bir eser yaratıyorsunuz, dünya çapında büyük finans kaynakları ile birlikte hareket etmemiz kaçınılmaz. 

 

 

 

Serdar İnan: Çok köklü bir geçmişe sahibiz. Suriçi olarak tabir edilen Eminönü'den Topkapı'ya kadar olan bölgede yüzlerce proje geliştirdik. Şu dönemde İstanbul'da prim yapacak bölgelerde yatırım gerçekleştiriyoruz. Mesela prim yapacak birinci bölge olarak önerebileceğim Kartal'da Asl-ı Bahçe'yi yapıyoruz. Diğer bölge Sarıyer'de ise Terrace Vadi, Terrace Doğa, Terrace Plus ve Terrace Hayat devam ediyor. Üçüncü bölge Feriköy, Seyrantepe ve Kağıthane aksı. Feriköy'de Terrace Feriköy'ü yapıyoruz. Prim yapacak dördüncü bölge ise Halkalı, bugünkü adıyla Atakent'te de Terrace Tema devam ediyor. 

 

Biz konut projelerimizin satışını inşaat bitene kadar yaparız. Şu an kaba inşaatı sürenlerde satışlar yüzde 30 seviyesinde. Bizim malımız kıymetlidir, diğer projelerden yüzde 30 pahalıya mal eder bir tık daha pahalıya satarız. 

 

Terrace Fulya, yüzde 260 ile İstanbul proje prim rekoru kırdı. Metrekaresi 3 bin liradan başladık, 8 bin lirada bitirdik. Şu anki fiyat ise 11 bin lira. Bizden alan mutlaka kazanır. Çünkü hesabımızı, hem kaliteye, hem lokasyona göre yapıyoruz. 

 

Geleceği parlak olan bölgelerde yatırımlara devam etmeyi sürdüreceğiz. Arazi geliştirme çalışmaları yapıyoruz. İstanbul dışına taşabiliriz, fırsatlara bakıyoruz. Amacımız, markalı konut sahasındaki etkinliğimizi daha da artırmak. Bu noktada en önemli farkımız, yeni enstrümanlarla sektörde ayrıcalığımızı ortaya koyma gayretlerimiz. Yakın gelecekte satış sonrasının önemi daha da artacak. İnsanlar yaşam alanlarında zaman geçirdikçe, bizim çok önem verdiğimiz satış sonrası konusunun önemini görecekler. Yaptığımız işlerle aidata bakışı dahi değiştirdik, ikinci el konut konusunu sayemizde çok daha ciddiyetle ele alınmaya başlandı.