Kuzguncuk İstanbul kültürüyle yeniden yükselişte!
Can Yücel’in ve heykeltıraş Kuzgun Acar’ın memleketi... Alışveriş merkezlerine direnen çarşısıyla, bakır cezvede Türk kahvesinin ikram edildiği kahveleriyle; Kuzguncuk
Can Yücel'in ve heykeltıraş Kuzgun Acar'ın memleketi... Alışveriş merkezlerine direnen çarşısıyla, bakır cezvede Türk kahvesinin ikram edildiği kahveleriyle; Kuzguncuk
Yıllar önce Kuzguncuk'un yerlilerinden mimar Nevzat Sayın'la görüşmek için semte gitmiş, o günden beri Boğaz'ın bu şahane köşesini hoş bir hatıra gibi saklamıştım zihnimde. Hepi topu motora atlayıp Üsküdar'a gitmekten ibaret bu yolculuğu, geçen haftaya kadar tekrarlayamamıştım.
Pazar günümün tamamını, bu nefis Boğaz mahallesini keşfe ayırdım. İlk durağım, becerikli işletmecisinin tek başına gayet güzel çevirdiği İlya Cafe oldu. Sonra Kuzguncuk Antika Kitap'ta, aklımda yer etmiş, ama bir türlü almadığım kitapları; hem de ehven fiyatlara buldum. Yanında Jimi Hendrix buzdolabı magnetleri de hediyesi... Hıdrellez gecesi Kuzguncuk'ta olmamak da kayıpmış belli ki. Semtin orta yerindeki; marulu, domatesi ektikleri bostan, dilek ağaçlarıyla doluydu. Semtin en güzel sokaklarından birinin köşesinde, karşıma Timeout İstanbul tarafından ‘en iyi mahalle lokantası' seçilen Kosinitza çıktı. Kuzguncuk'un eski adını taşıyan lokantanın deniz mahsulü zengini, Arjantin-Şili şaraplı mönüsüne göz gezdirmeden geçmedim. Kastamano Köy Pazarı'nın da müdavimlerinin çok olduğunu öğrendim; koca koca mantarlardan, ilk defa gördüğüm erkek soğanlardan almak lazımdı, atladım. Divan Keyfi'ndeki ıtırlı, lavantalı dondurma nefisti. Dönerken aklımda Hayat Kahvesi ve semtin meşhur sakinlerini alışveriş ederken gördüğüm Çengelköy Börekçisi kaldı. “Bir başka sefere” deyip, Üsküdar'ın yolunu tuttum.
RHCP dedikodularım var!
Bu yazın konserlerini bekleyemiyorum. Gerçi Madonna'ya hazırlıksız yakalandım, aynı amatörlüğü Red Hot Chili Peppers (RHCP), Morrisey ve Anthony and The Johnsons için yapmamaya da and içtim. Ne de olsa RHCP, Radiohead'le birlikte en acil sahnede görebilmeyi istediğim grup! Pozitifçiler'in elleri dert görmesin, bu zor organizasyonu gerçekleştirmeyi de başardılar. “Niye daha önce olmadı?” diyenlere cevap vereyim: Türkiye'nin coğrafi konumu yüzünden... Turne programına yerleştirilen İstanbul konserlerinin, ya başa ya da sona denk gelmesi gerekiyormuş. RHCP'nin bu turnesi de tam 60 konser içerdiğinden, varın bulmacayı siz çözün! Santralistanbul'daki, müthiş olacağına emin olduğum bu konserde, bir de afili Diamond Platform kategorisi varmış. “Konseri buradan izlemek ayrı bir deneyim olacak” deniyor. Platform müşterilerinin(!) giriş-çıkışı farklı noktalardan olacakmış, gece boyu sınırsız yiyecek-içecek hizmeti verilecekmiş vs... Konserin, Rock&Coke kadar kalabalık olacağı düşünülürse (en azından ben öyle düşünüyorum), Diamond Platform'da bu baba konseri izlemeye talip olanların da sayısı bol olur gibi geliyor. Biletler Biletix'te.
Tasarım Bienali cephesinden...
13 Ekim'de ilki gerçekleştirilecek Tasarım Bienali'yle ilgili gelişmeleri daha iyi kavrayabilmek için Bienal Direktörü Özlem Yalım Özkaraoğlu ve ekip arkadaşlarıyla bir araya geldim.
Bienalin dört sponsoru var: Eren Holding, Koray Şirketler Topluluğu, Vestel ve Vitra. Bence aralarında en büyük sürpriz, Lacoste, Diesel, Burberry gibi markaların temsilcisi olarak tanıdığımız Eren Holding'in adını ilk kez bu ölçekte bir sponsorlukla duyuyor olmamız.
Bienal'le eşzamanlı atölye çalışmaları da yapılacak. Bunların sonucunda ortaya çıkacak işler, fikirler, ürünler, Bienal süresince sergilenecek. Bu atölye çalışmalarının sponsorluğunu üstlenen markalar arasında da taze isimler var. Coca-Cola, Matraş, Nef ve Roman...
Bienalin küratörleri Emre Arolat ve Joseph Grima; temasıysa ‘kusurluluk'... Tasarım Bienali ekibi, bu temayla ilgili başta zorlandıklarını, ancak ilk Tasarım Bienali'yle vurgulamak istedikleri fikre de, bu temanın yakıştığını söylüyorlar: “İlk Bienal'in elitist olmamasına özen gösterdik. Zira tasarımın, pahalı ve lüks bir kavram olduğu düşünülüyor. Sergileyeceğimiz işlerin çoğu tasarımın, günlük hayatın içinden çıkma olduğunun altını çizecek” diyorlar.
Bienal mekanları İstanbul Modern ve Galata Özel Rum İlköğretim Okulu... Bienal etkinliğinin bir müzede gerçekleştiriliyor olmasını yadırgayanlar olmuş. Bir o kadar da, memnuniyet duyan varmış...
Peki, Tasarım Bienali'nin, sözgelimi Design Week'ten farkı ne? Bienal sadece çalışmaların sergilendiği bir ortam değil. Soruların sorulabildiği, konuyla ilgili farklı disiplinlerin bir araya gelebildiği bir mecra. Bienal yöneticileri, açılıştan aylar önce özeleştiri yapmaya başlamışlar... Bu ay sonu, dünyanın önemli dokuz tasarım etkinliğinin küratörüyle bir araya gelecekleri, bir yuvarlak masa söyleşisi organize etmişler.
Milliyet Cadde
Yorum Yaz