İnşaat Sektörü 2012 ilk çeyreğinde büyüme gösterebildi!

Konut sektöründe arz tarafında bir durgunluk olduğunu söylemenin mümkün olmadığını belirten Çelik, satışa bakıldığında alıcıların satıcılar kadar istekli olmadığını, birbiri ardına satışa çıkan projelerden bir bölümünde yeterli ilginin oluşmadığını anlattı.

 

Yılın ikinci çeyreğinde ilk çeyreğe paralel bir seyir beklediklerini, ilk çeyrekte inşaat sektörünün geçen senelerdeki hızını kaybetmiş olsa da büyümesine devam edebildiğini belirten Çelik, ikinci çeyrekte de benzer şekilde yüzde 3 ile yüzde 5 arasında bir büyüme beklediklerini dile getirdi.

 

Kentsel dönüşüm ve mütekabiliyet çalışmasının piyasada henüz gözle görülür bir etki oluşturmadığına dikkati çeken Çelik, her iki konuda da etkilerin daha çok orta ve uzun vadede ortaya çıkmasını beklediklerini belirtti. Çelik, bu iki unsurun fiyatlar üzerindeki etkisinin de farklı olacağını söyledi. Kentsel Dönüşüm Kanunu'nun stratejik planlamasında problemler göründüğünü ifade eden Çelik, “Ülkemizdeki kentsel dönüşüm ihtiyacı değerlendirildiğinde, toplam 7 milyon konutun yenilenmesi gerekiyor. Ve bu, dönüşümün 20 yıl gibi çok uzun bir zamana yayılması halinde dahi, her yıl sadece kentsel dönüşüm amaçlı 350 bin adet konutun yeniden inşa edilmesi ihtiyacı ortaya çıkıyor” diye konuştu.

 

 

Ömer Faruk Çelik şunları söyledi: “Bu üretimin yapılabilmesi için her yıl yaklaşık 42 milyar lira tutarında bir inşaat maliyetinin finanse edilmesi gerekecek. Oysa sektörün en büyüğü TOKİ'nin son 10 yılda yaptığı konut sayısı 500 bin ki, bu da yılda 50 bin konut eder. Kanunun özel sektörü rahatsız eden bir ayağı daha var. Kentsel dönüşüm alanlarını TOKİ, Büyükşehir Belediyesi ve Bakanlık belirliyor, tahliye yetkisi de onlarda... Dolayısıyla onların çözemediği hiçbir yerde özel sektör var olamıyor. Böyle olunca da firmalar, devlet müteahhidi konumuna gelecek.”

 

 

Mütekabiliyet Yasası'yla ilgili de konuşan Çelik, Türkiye'den gayrimenkul edinecek olan yabancıların oturma ve çalışma izinlerine yönelik bir düzenlemenin yer almadığına dikkati çekerek, yasadaki bu belirsizliğin ortadan kalkması durumunda özellikle Körfez ülkelerinden ve Kuzey Afrika'nın varlıklı kesimlerinden Türkiye'ye talep olacağını söyledi.