Dragos Royal Towers İstanbul’un sülietini değiştiriyor
Kartal Dragos Royal Towers projesi DAP Yapı tarafından yapılıyor. İşte projenin ayrıntıları
7 tepeli İstanbul hızlı bir şekilde kabuk değiştiriyor. Değişen mimari anlayışı, gelişen teknoloji, değişen zevkler ve konfor arayışı son yıllarda şehrin silüetini değiştirmeye aday yeni binaları ardı ardına getiriyor. Bir zamanlar tarihi Sur içindeki Sultanahmet, Topkapı ve Süleymaniye gibi alanları kastederek “Sana dün bir tepeden baktım Aziz İstanbul” diyen Yahya Kemal Beyadlı, bugün herhalde o tepeden yeniden şehre bakacak olsa, uzaktan bakıldığında adeta bulunduğu semti haber veren yüksek ve farklı binaları görecekti.
Bu binaların bazılarının farklı tarafı sadece yükseklikleri değil elbette. Değişik, benzerine az rastlanır mimari bir anlayışa sahip olması ve zamanla çevresindeki mimariyi de değiştirmeye aday olmaları onları farklı kılıyor. Bu sayımızdan itibaren sizlere şehrin silüetini değiştirmeye aday bu projeleri anlatmaya, proje sahiplerinin tecrübelerini aktarmaya çalışacağız.
İlk sayıdaki konumuz ise, İstanbul'un resmi ellerle değiştirilmesi kaderi haline gelen Kartal bölgesine ait. Kartal bir kentsel dönüşüm alanı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda kentin üç yeni çekim noktasından biri olarak gösterilen Kartal'da, projesi dünyaca ünlü mimar Zaha Hadid tarafından hazırlanan Kentsel Dönüşüm Projesi gerçekleştiriliyor. Bölgedeki sanayi dışarı çıkartılıyor, burası nitelikli konut ve ticaret merkezi haline geliyor.
İşte değişime mecbur bu bölgenin ev sahipliği yaptığı yeni projelerden biri Kartal Dragos Royal Towers projesi. Dap Yapı tarafından inşa edilen proje Maltepe sahil yoluna sadece 100 metre mesafede bulunan E5 karayoluna 2, TEM otoyoluna 5, Kartal vapur ve deniz otobüsü iskelelerine 2.5, Sabiha Gökçen Havaalanı'na ise 8 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Bu koordinatlar projenin yatırımcısı açısından önemli ama asıl kayda değer nokta, mimarisi… Bölgesinde tek olan bir mimariye sahip. Dragos Royal Towers mimari çizgisindeki farklılıkları ile İstanbul'da dikkat çeken mimari yapılardan olmayı başardı. Proje Dap Yapı'nın “Gelecek İçin Yaşam Alanları Oluşturma'' misyonu çerçevesinde şekillenen bir mimari anlayışa sahip. Benzerlerini Miami, NewYork ve Dubai gibi dünyanın sayılı merkezlerinde görebileceğiniz proje, 13 bin 500 metrekare alana kurulu.
YENİ ÇAĞA AİT BİR KONSEPT
Geleceğin ötesine göndermeler yapan her ayrıntısı ve duruşuyla, yaşama bakışa üstün özellikli anlayış farklılıkları getiren yeni çağa ait bir konsept. Dışardan bakıldığında önce yelkeni andırıyor. Özellikle deniz tutkunlarını bu vasfıyla kendisine çekiyor. Ancak projenin 12 kişilik mimari grubunun başında yer alan Uğur Gökbulut, 4 rezidans binasından oluşan projenin aynı zamanda dışarıdan bakıldığında damarlarıyla birer defne yaprağı görüntüsü taşıdığını söyledi. Gökbulut “Defne barış, sevgi, dostluk ve huzuru anlatır. Biz de verdiğimizi bu duygusal mesajla hem bina sakinlerinin hem de çevresindekilerin yaşam tarzına olumlu etki yapmak istedik” dedi.
Projenin denizle ilişkisi de yoğun. Dragos Royal Towers'dan görünen her yer, deniz ve gökyüzü. Marmara Denizi'nde birer inci tanesi gibi duran ve Prens Adaları adı verilen; Kınalı, Heybeli, Burgaz ve Büyükada bu enfes manzarayı daha da zenginleştiriyor. Bağdat Caddesi'nin devamı olan ve eskiden Bağdat Caddesi olarak anılan sahil yolu hemen bu projenin önünde uzanıyor. Üstelik Kartal'da inşa edilecek bin yatlık marina ve büyük yolcu gemilerinin yanaşacağı liman da deniz tutkunlarını ve denizcileri, bir mucizenin parçası olmaya davet ediyor. Dragos Royal Towers sakinleri güne deniz manzarasıyla uyanıyor. Dilerlerse sahilde sporlarını yapıyor.
LOBİYE GİRİŞ CAM KÖPRÜDEN
DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, dünyada birçok yeri inceleyip yapılan konutlara baktıktan sonra, “Bunlar neden bizim ülkemizde olmasın diye düşünüp kendi mimarlarını yönlendirdiğini söyledi. Yılmaz “Mimarlarımıza ‘Yelkenler fora' dedik. Proje dört rezidans kuleden oluşuyor. Göletler, şelaleler oluşturuyoruz. Bu projemizde binaları suyun içerisinde inşa ediyoruz. Binaların etrafındaki sular birbirine bağlantılı. Cam köprülerden lobilere giriyorsunuz. Her rezidans binasının altında bir lobi oluyor” dedi. Ziya Yılmaz şunları söyledi:
“Ürettiğimiz binlerce konutu daima söz verdiğimiz tarihte ve vaat ettiğimiz kalitede teslim ettik. Konumlandığımız bölgelerde önce semtin, ardından şehrin çehresini değiştirecek kadar iddialı olduk. Gittiğimiz yerlere katma değer kazandırdık. Çirkin yapılaşmanın, çarpık zihniyetle inşa edilen binaların yanında bir tablo gibi duran projelerimizin görünümüyle, kalitesiyle ve en önemlisi üstün inşaat özellikleriyle tanınmasını arzuluyoruz. DAP projelerinin hiç biri standart konut kategorisinde değerlendirilemez; özellikli ve niteliklidir; orijinalliğiyle hemen göze çarpar. DAP projelerinde yaşamayı seçenlere “ayrıcalıklı” hissettirmeyi hedefliyoruz.
90'lı yıllardan itibaren ürettiğimiz projelerin “hani şu dev şelalenin aktığı proje” ya da “yelkene benzeyen kuleler” şeklinde anılması beni mutlu ediyor. İnsanların hafızasında böyle yer etmek, statik ve estetik açıdan kabul görmek, bir inşaatçı açısından zirvenin ta kendisidir. Markalaşmak budur.”
Genel Koordinatör Uğur Gökbulut da projedeki kaygılarının konforu teknoloji ile birleştirmek olduğunun altını çizdi. Bunun da o kadar kolay olmadığını anlatan Gökbulut şunları söyledi:
“Binada her açısı birbirinden farklı 2 bin 800 tane farklı nokta var. Yani seri imalat yapılabilen bir yapı değil. Butik bir proje. Teknik açıdan yapımı zor. İşçi kadar mimar ve mühendis çalışıyor, şu anda 60 teknik personel şantiyede. Biz projeye başladığımızda bu projeyi yapmanın mümkün olmadığı savunuldu. Nitekim bütün parçalardan sadece 4 tane yapabiliyorsunuz çünkü sadece 4 blok var, her biri birbirinden ayrı bloklar. Ama bittiğinde anıtsal bir yapı olacak. Herkesin buluşma noktası olacak”
“Dragos Royal Towers projesi mimari olarak oldukça farklı forma sahip olması dolayısıyla yoğun mühendislik çözümleri gerektirdi. Statik, elektrik, mekanik ve mimari açıdan en uygun noktalarda buluşulup, doğru çözümlere ulaşmak zaruriydi. Yaklaşık 2 yılı aşkın bir sürede, yerli mühendislik hizmetinin yanında yabancı müşavirlik hizmetleri de alınarak,estetik ve futuristik modern mimarinin en güzel örneklerinden biri hayata geçirildi.
İnşaat imalatında Türk firmalarının dünya çapında da ön sıralarda kabul gören sektörel becerisi projeye yansıdı. İş ve can güvenliğinin 1.sırada gözetildiği, 7 gün 24 saat yoğun ve disiplinli bir çalışma ortamı oluşturuldu.”
Teknik ekibin verdiği bilgiye göre, işin tempo ve yönetimi DAP Yapı mimar-mühendis ve kadrolarınca takip edildi. Projenin yönlendirilmesi yapı denetim firmalarının haricinde, proje müellitleri tarafından gerçekleştirildi. Şirket içi kadroların yanında dışarıdan da çeşitli mühendislik ve müşavirlik firmalarından hizmet alındı. Yabancı uzmanların daimi danışmanlıkları nezaretinde devam edildi.
Yerli ve yabancı statiklerle çalışılarak, her blok altına 80 adet 100 cm çapında fore kazık imalatı yapıldı. Normal standart yapının yüzde 60 fazlası demir ve tümüyle C35 beton kullanıldı. Dış cephesi yanmaz malzeme ile kaplandı. Tüm malzemeler toprak, su, gökyüzü ve özgürlüğü simgeleyen temalara uygun şekilde düşünüldü ve modern & lüks trendler seçildi.
15 katlı projedeki hakim renk, mavi ve beyaz. Yani deniz ve beyazın ihtişamı ve asilliği yansıtılıyor. Projenin mimari ekibi sır gibi saklanıyor. Sadece şirketin kendi bünyesindeki 12 kişilik bir Ar-Ge ekibi olduğu belirtiliyor. Projenin Dubai'deki bir projeye ilişkin benzerliği konusundaki iddialara ise mimari ekibin başında bulunan Uğur Gökbulut çok benzemediği yanıtını veriyor. Binanın betonarmesi bitmiş durumda. Elbisesini giyiyor, makyajını yapıyor. Aralık ayında sakinlerini ağırlamaya hazırlanıyor.
Yeni projeler yolda
Ziya Yılmaz, krize rağmen Dragos Royal Towers'ın yüzde 85'inin, Centro Futura'nın yüzde 90'ının satıldığını söylüyor. İnşaatına yeni başladıkları DAP Royal Center'a yönelik ön talepleri ise motive edici bir gelişme şeklinde yorumladı. 2009 yılında yaklaşık 500 adet konut üretimi gerçekleştiren şirket, 2010'da bu sayıyı ikiye katlayarak 1000'e çıkarmak niyetinde. Maltepe ve Çağlayan'da üretecekleri projelerde 800-1000 adet konut ve iş yeri yapacak olan Dap Yapı'nın Maltepe'de inşaatına başladığı 120 ve 140 metre yüksekliğindeki iki yeni kule, 212 konutu barındıracak. Dragos'taki gibi yelken konseptinde olacak rezidans kuleler, binada yaşayanların dairelerine sandalla gelip gideceği bir gölet içinde yer alırken, aynı konsept dahilinde 5 bin metrekare açık ve kapalı alanlı sosyal tesis de inşa edilecek. 2012 yılında tamamlanacağı belirtilen projede iki kulenin ortasında yer alacak 13 katlı bina ise DAP Yapı'nın Genel Müdürlük binası olarak kullanılacak.
Projenin coğrafi lokasyonu da hayli ilginç. Bir o kadar da ilginç hikayesi var. Bir dönem coğrafi olarak bakıldığında, Dragos Tepesi sanki Yakacık ve Çamlıca'nın denize bir uzantısı ve hatta Prens Adalarının, özellikle Büyükada'nın devamı imiş gibi görülürdü. Adının tıpkı “Leandros” , “İmbros” gibi Yunan kökenli olduğu belli idi ancak buraya yerleşenler bu mitolojik ad yerine “Orhantepe” ismini kullandılar. Tren istasyonunda “Cevizli” yazıyorsa da bölgenin yerlileri daima “Dragos” dediler. Eskiden, minibüs yolu ya da trenle gelindiğinde istasyonda inilir ve tren yolu köprüsünden geçilirdi. Tekel Fabrikası arazisine paralel, çınar ağaçları ile çevrilmiş dar yokuş tırmanılır, yol tepeye doğru devam ederdi. Dragos Tepesi'ndeki kayalıklar İstanbullu aşıkların romantik buluşma mekanlarından biriydi. İstasyon tarafı varoş yerleşimi ile dikkat çekerdi. Ancak diğer taraftaki yolun yarılarına gelindiğinde sanki Dragos'un öteki yüzü ortaya çıkar, içlerinde birçok ünlü ve varlıklı kişinin yer aldığı ayrı bir kesimin muhteşem Adalar manzarasına hakim villaları size yol boyunca eşlik ederdi.
Kaynak: İndergi
Dap Yapı Dragos Royal Towers iletişim bilgileri
Web: www.dragosroyaltowers.com
Web: www.dapyapi.com.tr
E-posta: [email protected]
E-posta: [email protected]
Tel: 0 216 517 15 17/
Tel: 0212 321 40 51
- Etiketler:





























Yorum Yaz