maritbet girişmaritbet
İstanbul çılgın projeler ile uçacak

İstanbul çılgın projeler ile uçacak

İstanbul, Kanal İstanbul ve İstanbul'a İki Yeni Şehir projeleriyle büyük bir değişime hazırlanıyor. İstanbul'un çehresini tamamen değiştirecek bu projeler bir dünya kenti olan İstanbul'u geleceğe taşıyacak

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Çılgın Projeleri'ni İstanbul Serbest Mimarlar Derneği 2 No'lu Bölge Kurulu Başkanı Dr. Mimar Sinan Genim, İnşaat mühendisi Yaşar Al bayrak ve Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman ile konuştuk.

SİNAN GENİM: ÇILGIN DEĞÎL MANTIKLI

Dr. Mimar Sinan Genini, her ülkenin ve her toplumun geleceğe dönük böyle projelerinin olması gerektiğinin altını çizerek, "Çılgın falan değil, son derece mantıklı projeler bunlar. Bir kere ülkemizin ve halkımızın kendine güveni için çok gerekli. Cumhuriyet kurulduğunda da bu tür halka güven verecek projeler uygulanmıştır.
Cumhuriyet'in onuncu yılında 'Demir ağlarla ördük yurdu dört baştan' dediğimiz de benzer projelerdir. Bunlar toplumun diri durması için önemlidir" diye konuşuyor.
 

ŞEHRE ÇOK ŞEY KATACAK

Sinan Genim, 'Kanal İstanbul' ve 'iki Yeni Şehir' projelerinin şehre çok şey katacağım belirtiyor ve şöyle devam ediyor: '"Kanal İstanbul' ve 'İki Yeni Şehir' bu kent için gerekli projeler. Bir kere Boğaziçi'nde tankerlerin yarattığı tehdidi ortadan kaldırır ve güvenliği sağlar. İkincisi 50 lan. uzunluğunda bir kıyı şeridimiz daha olur. İnsanlarımız deniz gören yerlerde oturur. Bu bölgeler şenlenir. Zaten bir ülkenin yöneticisinin temel amaçlarından birisi; insanının mutlu olması, ülkesinin şenlenmesidir. İşte bu yüzden de bunlar son derece başarılı, iyi düşünülmüş projelerdir." Projelerin İstanbul'un ekolojik dengesini bozacağını savunan görüşü de kabul etmediğini söyleyen Genim, "Bilakis ekosistem daha düzene girecektir. Rehabilite edilecektir. Bu alanlar zaten tahrip olmuş alanlar.
Karadeniz'de ormanın bittiği denizin başladığı yerde maden ocağı, taş ocağı, kum ocağı gibi müthiş tahrip olmuş alanlar var. Uçakla geçerken görüyorsunuz. Yangın yeri gibi.
Buraları bir şekilde rehabilite edip, planlı bir şekilde insanları yerleştirirsek hem daha yeşil olur hem de şehre kazandırılır. Şehir genişlemiş, rahatlamış olur. Biz şimdi Marmara kıyısında sıkışmış vaziyetteyiz" şeklinde konuşuyor.
 

DEĞİŞMEYEN YOK OLUR

"Her türlü değişime kapalıyız ve korkuyoruz. Bundan çok endişe duyuyorum" sözleriyle projeye karşı çıkanları eleştiren Genim, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Halbuki istediğin kadar diren, değişim insanoğlunun vazgeçilmezidir. Şekil değiştiriyor Türkiye. Buna direnen bazı insanlar var. Bu tepkiler de onların bir reaksiyonu. Global bir dünyada yaşıyoruz. Bütün dünya değişirken ben değişmeyeceğim demek yok oluşun başlangıcıdır.
Değişmeyen ve gelişmeyen toplumlar tarih sahnesinden silinirler ve yok olurlar. Toplumuzun ve ülkemizin böyle bir yok oluşa sürüklenmemesi lazım.


Keşke böyle yüzlerce proje olsa da 'yapılır, yapılmaz' kavgasından ziyade, 'Hangisi önce uygulanmalı.
hangisinin ülkenin geleceği açısından daha önceliği var, hangisi ülkenin zenginleşmesine sebep olur'u tartışsak." Projenin hem İstanbullulara hem de dışarıdan geleceklere iş imkanları yaratacağını da ifade eden Genim. "Burada önemli olan birinin ortaya koyduğu bir projeye saldırmak, kötü, yanlış, hatalı demekten ziyade, buna karşı sen ne yapacaksın onu ortaya koymaktır.
Bütün dünya daha büyük düşünmek zorunda. Daha büyük daha gelişmiş düşüncelere ihtiyacımız var" diye konuşuyor.


İSTANBUL BİR DÜNYA ŞEHRİDİR

Sinan Genim, İstanbul'un bir dünya şehir olduğunun al hm çizerek, "Türkiye'nin dünyaya açılan tek kapısı İstanbul'dur. Herkes İstanbul'u yalnızca Türkiye'nin bir şehri gibi düşünüyor.
Oysa ki, Libya'dan Irak'a, İran'dan Kafkasya'ya, Ukrayna'ya, Romanya'ya, Bulgaristan'a, Arnavutluk'a, Yunanistan'a büyük bir coğrafyanın merkezidir. Roma İmparatorluğu döneminde ta İspanya'ya kadar başkent İstanbul'dur. Osmanlı İmparatorluğu döneminde de, Cezayir'den Kafkasya'ya, Bağdat'tan Budapeşte'ye kadar bir coğrafyanın merkezi olmuştur. Bu yüzden de İstanbul yalnız Türkiye'nin bir şehri değildir.
Üstelik Atina ekonomik bunalımdan dolayı dünya gündeminden düştü.
Bağdat büyük bir anarşinin sürdüğü bir şehir. Kahire'de aynı sıkıntıları var.
Beyrut bir taraftan İsrail bir taraftan Suriye devamlı tehdit altında. Bu coğrafyada dünya şehir olabilecek başka şehir yok. Ayrıca özellikle dünya ekonomisini elinde tutan batıyla aynı alfabeyi kullanmamız büyük avantaj."

 

 ŞEHRE TALEP VAR BİZE DÜŞEN ARZI YARATMAK

İstanbul'un coğrafi konumu nedeniyle büyük bir hinterlandı olduğunu söyleyen Genim, "İki havaalanı yetmiyor. 5. havaalanı lazım. Artık dünya ekonomisi yalnızca batı kültürü üzerinden dönmüyor. Çin, Japonya var, Hindistan geliyor büyük bir güçle. Çok yakın bir zamana kadar çevremizdeki bütün devletlerle kavgalıydık. Yunanistan, Bulgaristan.
Suriye, Irak, İran ve Rusya'yla. Şimdi bunlarla barışığız. Suriye, Irak, İran vizesiz. Böyle bir coğrafyanın sen tam ortasındasın. Bu insanlar yüzyıllar boyu bu şehre özlem duymuşlar. Bu şehre bir talep var. Şimdi bu şehir bu arzı yapmalıdır. Ya kendi kendine oluşur bu. geçmişte yaşadığımız gibi gecekondular şeklinde veya siz yönlendirirsiniz" şeklinde konuşuyor.
"Bu hazırlıklar 2023'te Cumhuriyet'in 100. yıl kutlama programıdır" diye konuşan Genim. "Batı toplumu yaşlandı. Buna karşılık biz dinamik bir toplumuz. Genç nüfusumuz fazla.
Bu insanlarımıza yalnız devlette veya özel sektörde masa başı memuriyet bulmak mümkün değil. Ne yapacağız? Hizmetler sektörünü geliştireceğiz. Paranın yurtiçinde dönüş hızını arttıracağız. Bütün bunlar yeni projelerle olabilir.
Şubatın başında Univercity Of Central London'da bir toplantıya katıldım. Londra Belediye Başkanı 'Rekabet ettiğimiz şehir İstanbul. Müşterimizi çalıyorsunuz' diyor. Cazibe alanları yaratmalıyız.
Dünyada özellikle batı toplumunda çok para var. Yatıracak yer arıyorlar. Bu para bu projeleri finanse etmek için kullanılır" diyor.

Marmara ile Karadeniz birleşecek

Bu projelerin aslında Osmanlı döneminden beri tartışıldığını hatırlatan Genim, "Sokullu Mehmet Paşa Karadeniz'e Hazar Denizini bağlamak için kanal inşaatına başlar, ikinci Abdülmecit döneminde Sarayburnu'yla Üsküdar arasında deniz altından geçecek bir tünel hattı düşünülür" dedi.

İstanbul'un çehresi değişecek

Karadeniz ve Marmara Denizi'nin arasına yaklaşık 45-50 kilometre uzunluğunda bir kanal yapılacak ve İstanbul artık içinden iki deniz geçen bir şehre dönüşecek. Böylece Boğaz'daki gemi trafiği rahatlayacak ve Boğaz daha güvenli bir hale gelecek.
Ayrıca İstanbul'a, deprem riski taşıyan binaların da taşınacağı, hastaneleri, okulları, yolları, havaalanı, limanları, spor kompleksleri, kültür ve sanat merkezlerini barındıran Ter milyonluk iki şehir inşa edilecek. Buralara taşınmak tamamıyla gönüllülük esasına göre olacak.

KUZEYE DOĞRU GENİŞLEMEK SAKINCALI

 Şehir Plancıları İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman projelerle endişelerin getiriyor. Bu proje İstanbul'un ekoloji dengesini bozacağını savunan Kahraman, "İstanbul'un su kaynaklarının ve yeşil alanlarının bulunduğu kuzeye doğru genişlemesinin sakıncalı olduğunu belirtiyor.


KENTİN SORUNLARINI ÇÖZECEK

inşaat Mühendisi, Yaşar Albayrak da öncelikle İstanbul'un geniş hinterlandı olan bir dünya kenti olduğunu vurgulayarak, "Ama buna rağmen bugüne kadar plansız ve programsız yapılaşma nedeniyle çok çirkin görüntüler var. Ayrıca çok yoğun göç alan bir şehir.
Ve bunun getirdiği sosyal, ekonomik ve teknik pek çok sorun var. İstanbul'un merkezindeki bu baskı kaldırılmalı. Sayın Başbakan'ımızın açıkladığı bu projeler bu sorunları çözecek gibi duruyor" diye konuşuyor. Yaşar Albayrak bu proje revize edilirken bazı hususlara dikkat etmek gerektiğini belirterek şöyle devam ediyor: "Bu projeler büyük projeler. Bunları uygularken tam teşekküllü bir proje olarak uygulamak lazım. Yaptığımız kanalın ve kurduğumuz şehrin hinterlandını da düşünmek lazım.
Orada kuracağınız şehirlerde yaşayacak insanların sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak, istihdam sorunlarını çözecek projeleri de beraberinde getirmek lazım. Oradaki insanlar bu ihtiyaçlar için eski merkezlere inerlerse bir anlamı kalmaz. Hinterland8yla şehir dokusundan uzak bir proje düşünülemez. Ama proje tasarımları bu yönünü de düşünmüşlerdir"

YÖNETİM İKİYE BÖLÜNMELİ

Bu sayede zaten marka bir şehir olan İstanbul'un emlak konusunda da yıldızının parlayacağını söyleyen Albayrak, "Bu şehrin geçmişi binlerce yıl öncesine dayanır. Ve bir markadır.
Ama bu projelerle emlak alanında da bir marka değeri olacaktır.
Ticaret artacak, özellikle turizm alanında yapılacak yatırımlarla istihdam yaratılacaktır Çevre yollan, havaalanları alternatif entegrasyon tesisleri gündeme gelecektir. İstanbul'da şehircilik adına çok güzel yapılaşmalar olacağını tahmin ediyorum" diye konuşuyor Yaşar Albayrak, İstanbul'un bu iki yeni şehirle birlikte 3 İstanbul olacağını söyleyerek, "8öyle bir şehri tek bir mülki ve mahalli idareyle yönetmek çok zordur, İstanbul'da iki ayn belediye ve iki ayrı valilik olmalı" diyor.

UYGULAMALARIN DOĞRU YAPILMASI ŞART

Projelerin doğru uygulanması halinde, İstanbul içinde yaşanan sıkışıklığı rahatlatacağına ve İstanbul'a çok şey katacağına inandığını ifade eden Yaşar Albayrak, "Bir defa Kanal İstanbul Boğaz geçişlerine alternatif bir geçiş olacak. Böylece Boğaz trafiği rahatlayacak ve Boğaz güvenliği sağlanacak. Buralarda yeni yerleşim alanları oluşacak ve bu alanlardaki yapılaşmalar hinterlandıyla gelecek. Bu projelerin realize edilmesiyle İstanbul'a daha fazla turist gelecek.
Ayrıca Sayın Başbakan'ımızın İstanbul'u bir finans merkezi yapma gayretlen var. Buna da büyük faydası olur. Bunun için bazı adımlar da atıldı. Bu da aynı zamanda büyük bir kongre merkezi olmayı beraberinde getirecektir" diyor.

Kaynak: Yeni Şafak / Arzu Akyol

  • Etiketler:

Yorum Yaz