maritbet girişmaritbet
Pera Palas 4 yıl aradan sonra açılıyor

Pera Palas 4 yıl aradan sonra açılıyor

İstanbul'un gerek mimari, gerekse sosyal hayata katkıları nedeniyle en değerli simgelerinden olan Pera Palace Hotel, 4 yıllık aranın ardından yeniden kapılarını açıyor

 

 

Yaklaşık 2.5 yıldır kapsamlı olarak restorasyon çalışması yapılan otel, 1 Eylül Çarşamba günü gerçekleşecek olan kokteylle tekrar hizmete girecek. Restorasyon çalışmalarına 23 milyon Euro harcadıklarını söyleyen Beşiktaş Turizm Yatırım AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Kalkavan, otelin asıl açılışının 29 Ekim'de yapılacak olan Cumhuriyet Balosu'yla gerçekleşeceğini belirtti.

Şirketlerinin Pera Palace Hotel'in üst yapı kullanım haklarına sahip olduğunu belirten Yavuz Kalkavan, otelin açılışı nedeniyle düzenlenen basın toplantısında, Pera Palace Hotel'in yenilenmesi için 15 milyon Euro  harcama yapmayı planladıklarını, ancak restorasyon süresinin uzaması sonucu 23 milyon Euro  harcamak zorunda kaldıklarını söyledi. Kalkavan ihtiyaca göre harcamaların daha da artabileceğini belirtti.
 
Kalkavan işletilmesi için uluslararası bir otel zinciri ile anlaşmayı tercih etmediklerini belirterek, şunları söyledi:
“Bu kararımızın altında, bir 'müze-otel' olan Pera Palace Hotel gibi tarihi bir markanın işletilmesinde, kendi şirketimizin yabancı bir zincirden çok daha hassas, bu sembol yapıyı koruma konusunda çok daha dikkatli davranacağı inancı yatıyordu.

1892 yılında açılışı yapılan otel, Fatma Öncü tarafından Misbah Muhayyeş Vakfı"na devredilmiş. Sonra bina kamulaştırılarak Milli Emlak'a geçmiş. Beşiktaş Turizm A.Ş. olarak 2006 yılından 2051 yılına kadar üst yapı kullanım hakkına Süzer Grubu'na ait İstanbul A.Ş'den devraldık. 2051 yılına kadar üst yapı kullanım hakkımız var. Yenilenme için 2006 Kasım ayında otelin işletmesine ara verdik. Pera Palace geçen süre içinde koruma mimarları, mühendislik firmaları ve öğretim üyelerinin katkılarıyla yenilendi. Kültürel miras olan otel, Türk tarihi ve mimarı değerler göz önünde bulundurularak aslına uygun olarak projelendirilerek restore edildi. Halen öğretim üyeleri ile çalışmamız sürüyor. Pera Palace'ın değerlerini belirlemede son derece hassas davranıyoruz”

50 Yıllık Boya Söküldü
Kalkavan, otelin 50 yıllık boyasını temizlediklerini kaydederek, “Restorasyonun en önemli yeri dış cepheydi. Binanın dış cephesi 1950'lerden beri taş bina olmasına rağmen boya ile kaplanmış. Hatta ekonomik sıkıntılar nedeniyle sponsor firmalar tarafından boyanmış. 50 yıllık kat haline gelen boyayı temizlemek için el işçişi ve taş işçisi çalıştı. Orijinal yüzey küçük çekiç darbeleri ile ortaya çıkarıldı. Ayrıca 145 odası bulunan otelin odalarını daha genişletmek için 115 odaya indirdik. Ek binalarla oda sayımızı artıracağız” dedi.
 
Pera Palace Hotel'in Genel Müdürü Pınar Kartal Timer ise, İstanbul'un en değerli simgelerinden biri olan oteli, eski ihtişamıyla kente ve dünya turizmine armağan edebilmek için var güçleriyle çalıştıklarını söyledi. 
Timer, “Binanın tarihi niteliğinden gelen zorluklar, Pera Palace'ı sıradışı servis sunan, geçmişin incelikli hizmet anlayışını yaşatan bir otel olarak açma arzumuzla birleşince, çalışmalar oldukça uzun sürdü. 1800'lerin sonundaki açılışından itibaren hep ilklere ev sahipliği yapmış, değişik kesimlerden ünlü konukları ağırlamış olan Pera Palace Hotel, her döneminde kentte sosyal yaşamın, davetlerin, baloların merkezi olmuş” diye konuştu.
 
Cumhuriyet'in kuruluşundan önce Mustafa Kemal Atatürk'ün oteli adeta evi gibi benimsediğini hatırlatan Timer, “Cumhuriyet döneminde salonlarımızda gerçekleşen Cumhuriyet Baloları hala konuşuluyor. 1 Eylül'de yapılacak olan açılışı kokteyl tarzı gerçekleştireceğiz. Ama asıl açılışımız tarihi önemi nedeniyle 29 Ekim'de düzenleyeceğimiz Cumhuriyet Balosu'yla yapılacak” dedi.
 
Pera Palace Kentle Bütünleşecek
En büyük amaçlarının yenilenen Pera Palace Hotel'in eskiden olduğu gibi yine kentle bütünleşmesi olduğunu belirten Timer, şunları söyledi:
“Ekip olarak 9 ay önce soğuk bir kış günü otele girdik. Pera Palace Hotel için rakamlardan ve doluluk oranlarından bahsetmemiz gerekir. Ancak şehre olan katkısı ve İstanbulular için öneminden bahsetmek istiyorum. Pera Palace, İstanbul'da uluslararası otel alanında ilk lüksün can bulduğu ve doğuyla batının birleştiği bir yapı olarak yer aldı. Mimar Aleksandr Valery'in farklı disiplinleri kullanarak batı-doğu sentezini yakaladığı 120 yıllık yapı otel olarak açılmış ve hayatını otel olarak devam ettirmiş İstanbul'un tek binasıdır. İmparatorlukların çöküşüne cumhuriyetin doğuşuna tanıklık etmiş, çok yaşanmışlıkları görmüştür. İstanbul"un en gözde oteli olarak bir çok ünlüyü ağırlamıştır.
 
Biz de bu yapısını sürdüreceğiz. Pera Palace'nin eski ihtişamı ile can bulmasını sağladık. Pera Palace'ın dünyada Türk turizmini en iyi şekilde temsil etmesini sağlamak için çalıştık. 21 yüzyıl teknolojisine uygun altyapısı sağlandı. Tarihi doku ile 21 yüzyıl teknolojisi birleşince lüks turiste hizmet verecek,, misafirlerin 5 çaylarını yudumlayabilecekleri, pastanenin lezzetli pastalarını tadabilecekleri ortam ortaya çıktı. İstanbul"un kültür mirası olan Pera Palace ortaya çıkarken açılış ekibinde olmaktan mutluyuz”

Teknolojiden yararlanılacak
Restorasyon çalışmalarında eskiyi korudukları gibi otelin yapısını bozmadan teknolojiyi de bünyesine kattıklarının altını çizen Pınar Kartal Timer, “Renovasyon esnasında 440 metrekarelik spa ekledik. Yüzme havuzu, saunası, Türk hamamı, buhar banyosu üç adet masaj odası, jimnastik alanı yapıldı. Ünlü İngiliz yazarın adından esinlenerek yaptığımız Agatha Restoranı eklendi. Farklı yiyecek içecek konsepti denedik. Orient Express treninin geçtiği ana istasyonlardan esinlenerek Paris, Venedik, İstanbul'dan hareketle Fransız, İtalyan ve Türk mutfaklarını birleştirdik. Lezzet tutkunları Pera Palace'de farklı tatlarda buluşacaklar” dedi.
 
Gizli odada gümüş takımlar bulundu
Basın mensuplarının restorasyon çalışmaları sırasında ortaya çıkan gizli oda ile ilgili sorularına  Genel Müdür Timer, “Pera Palace'de gizem çok. Gizli oda yeni bir şey değil. 2006 yılında bulunan odadır. Pera Palace'ın gümüşler kadar önemli o kadar çok ögesi var ki ilginin sade gümüşlerde olmasını istemiyoruz . Farklı özellikleri ile gündeme gelmesini istiyoruz” yanıtını verdi.
Yavuz Kalkavan, ise “Oteli teslim aldıktan sonra restorasyon çalışmaları sırasında, bir dolabın arkasında gizli bir oda bulduk. Personel odasında bulunan bir dolabın arkasında çıkan kilitli odada 5 bin parça Christofle marka gümüş yemek takımlarını bulduk. Firmayla yaptığımız yazışmaların ardından takımların 1959 yılında alındığı ortaya çıktı. Bunlardan bir bölümünü kullanacağız. Bazılarını ise sergi alanlarında teşhir edeceğiz” dedi.

 
  • Etiketler:

Yorum Yaz