maritbet girişmaritbet
Nihat Özdemir çocukluğunda bayramda toplayacağı harçlığı tahmin ederdi!

Nihat Özdemir çocukluğunda bayramda toplayacağı harçlığı tahmin ederdi!

Mustafa Koç'tan Nihat Özdemir'e Ahmet Nazif Zorlu'dan Erdal Aksoy'a, Sedat Aloğlu'ndan Süleyman Orakçıoğlu'na kadar patronlar eski bayramları 'ağız tadı'yla hatırlıyor, 'harçlık ve bayramlık' keyfini özlemle anıyor. Mustafa Koç, dedesi Vehbi Koç'un verdiği pırıl pırıl banknotları, Nihat Özdemir ise bayram sabahı kardeşleriyle yaptığı 'harçlık tahmini yarışması'nı unutmuyor

 

Mustafa Koç'tan Nihat Özdemir'e Ahmet Nazif Zorlu'dan Erdal Aksoy'a, Sedat Aloğlu'ndan Süleyman Orakçıoğlu'na kadar patronlar eski bayramları 'ağız tadı'yla hatırlıyor, 'harçlık ve bayramlık' keyfini özlemle anıyor. Mustafa Koç, dedesi Vehbi Koç'un verdiği pırıl pırıl banknotları, Nihat Özdemir ise bayram sabahı kardeşleriyle yaptığı 'harçlık tahmini yarışması'nı unutmuyor
 
Kardeşlerimle bayram sabahı alacağımız parayı tahmin ederdik
 
Nihat Özdemir-Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı: Sizin de bildiğiniz gibi benim çocukluğum Diyarbakır'da geçti. Bu tip şehirlerde bayramı ayrı bir zevkle yaşardık. 
En önemli gün ilk bayram sabahıdır. Çünkü sabah erkenden hem babam hem de annem ayrı ayrı bayramda harcamamız için bize para verirlerdi. Biz beş kardeştik. Dolayısıyla hepimiz bayram sabahı anne ve babamızdan alacağımız parayı tahmin etmeye çalışırdık. 
Kim iyi tahmin etmişse bayramın galibi o olurdu. Her bayram el öpmeyle başlayan ayrı bir bayram sevinci yaşardık.
 
Babam beyaz gömleğini giyip, kravatını takar, bayram kahvaltısına öyle otururdu
 
Reha Arar-Merit International Yönetim Kurulu Başkanı: Babamı kaybettiğimde 6 yaşındaydım. Aklımda kalan bir tek bayram sabahı sahnesi var. O da, bayramın ilk sabahı, babam, ben ve annemin kahvaltı masasında bir arada olmamız. Beni bir divana yastığın üstüne oturtarak ortalarına almışlardı. Babam, her gün olduğu gibi beyaz tertemiz gömleğini giymiş, kravatını takmış ve kahvaltı masasına öyle oturmuştu. Babam, beyaz gömlek ve kravata çok önem verirdi. Benim de hala bu ritueli uygulayıp her gün traş olmadan ve giyinmeden kahvaltı masasına oturmayışım da belki bu yüzdendir. Herkese aileleriyle beraber, mutlu bayramlar ve tebessümle hatırlanacak bayram anıları diliyorum.''
 
Ailemle geçirmek yerine tatile gittim hem hastalandım hem üzüldüm
 
İsmail Çoban-Şölen Yönetim Kurulu Başkanı: Bizim ailemizde bayramlar hep bir arada kutlanır. İlk kez lise son sınıfta arkadaşlarımla bayram tatili yapmak için plan yapmıştım. Bunu babam ve annemle paylaşmam gerekiyordu ve paylaştım. Önce bir düşündüler sonra da arkadaşlarımı sordular ve gitmem için karar verdiler. Hemen ilave ettiler, 'Orada mutlu olamazsan geri dönebilirsin.' Ayrıca orada bayramın aileyle bir arada kutlandığı gibi bir ortam bulamayabilirsin dediler. Bizde bayramlar aile içi bayramlaşma yapıldıktan sonra ilk gün gelen akrabalarla, komşularla geçer. Her gelen misafire de mutlaka yemek ikram edilir ve beraber sofraya oturulur. İkinci gün akraba, komşu ziyareti varsa hasta ziyareti başlar yani çok yoğun ve kalabalık geçer. Ailem gideceğin tatil yerinde bayramın nasıl geçtiğinin bir kıyaslamasını yaparsan seviniriz demişlerdi. Ben arkadaşlarımla tatile gittim tabiki. Tatil kültürü olmadığından ve öğle sıcağında plajda fazla kaldığımızdan dolayı güneş çarptı ve rahatsızlandık. Tatilden burukluk yaşayarak ve sefil bir şekilde geri döndük.  Babam ve annem,  bayram tatili sana yaramamış kendine iyi bakamamışsın,  bir daha bayram tatilini bizden ayrı düşünür müsün diye takılmaya başladılar. Tabi kıyaslama yapmanın bir anlamı kalmamıştı. Ondan sonraki yaklaşık 32 yıldır 63-64 bayram (bir kaçı hariç) ailemle beraber mutlu bayramlar geçirdim diyebilirim.
 
Babamla bayram namazına gider sonra akrabaları gezip harçlık toplardım
 
Mustafa Koç-Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı: Çocukken babası Rahmi Koç'la birlikte bayram namazına gittiğini, namazdan sonra da akrabaları gezip harçlık topladığını anlatan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, bayram hatıraları ile ilgili olarak bir röportajında, şunları söylemişti: 'İki şey vardı; ya tatile giderdik, o da geceden hazırlanırdık zaten, genelde Uludağ filan. Veya bayramlıkları giyip aile büyüklerini ziyaret ederdik. Kim kaç para toplayacak diye merak ederdik. Dedem bize bayramlarda para verirdi. Yepyeni kullanılmamış banknotlar cebinde bulunurdu. Onları gözümüz gibi saklardık.'
 
Bayram kahvaltısını kaçırdım diye annem elini öptürmedi
 
Elif Çoban- Şölen CEO'su: Üniversiteye gittiğim yıllardı. Bayram için eve gelmiştim. Bizim ailede bayram sabahı evde erken kalkmak gelenekti. Fakat ben o sabah erken kalkamadım. Ailecek yapılan bayramlaşmaya katılamadım. Haliyle benim bayram kutlamam gecikmeli oldu. Annemin elini öpmek ve bayramlaşmak istedim ama annem elini vermedi ve kırgınlığını belirtti. Çok üzülmüş ve büyük bir suçluluk duymuştum. Nedense o gün bugündür asla bayramlaşma saatini kaçırmam.
 
Bir bayram, babam tulumba tatlısı yapmıştı hepsini tek başıma yedim
 
Ahmet Nazif Zorlu-Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı: Biz küçükken bayramlar bayram gibiydi, bayramı asıl yaşayan da çocuklardı. Yeni elbiseler, yeni ayakkabılar alınırdı, işte en tatlısı da buydu. Zaten bayram dediğiniz çocuklar için güzel, şimdi bakıyorum da bayram mı geliyor seyran mı belli olmuyor. Hiç unutmuyorum, yine bir şeker bayramıydı ve şimdiki gibi bir yaz zamanıydı. O zaman Babadağ'daydık. Çıkıp arkadaşlarımla bütün gün oyun oynamıştım, acıkıp eve geldim. Babam bayram için tulumba tatlısı yapmıştı, o sırada evde de kimse yoktu, karnım da aç diye o kadar çok tulumba tatlısı yemiştim ki sonunda istifra ettim.
 
İlkokul 4'teydim, babam gitmiş, işin başında tek başıma kala kalmıştım...
 
Erdal Aksoy- Aksoy Holding Yönetim Kurulu Başkanı: Babamın işyeri Erzurum'daydı ve biz okula gitmeden onun yanında çalışma hayatına başlamıştık. Hiç unutmuyorum ilkokul 4'e gidiyordum ve o bayram bütün ailenin bir iş için Karadeniz'e gitmesi gerekiyordu. Babam o yaşıma rağmen mağazayı bana emanet etti, ben de kimsenin eksikliğini hissettirmeden o bayram işin başında durdum. O bayram, babamın küçük yaşıma rağmen beni işin başında tek başıma bırakacak kadar güvenmiş olması çok önemliydi.
 
En fazla satış yapan en çok harçlığı hak ederdi
 
Süleyman Orakçıoğlu-Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı: Bayram denilince unutulmaz olan bayram harçlıkları tabii ki... Bayram akşamları mağaza gece 1-2'ye kadar açık kalırdı. Ne kadar satış yaptığımızı hesaplamak için askı sayardık, haliyle en çok askıyı saymış olan en çok satış yapmış demekti. Bu, ertesi gün en çok harçlığı onun alacağı anlamına gelirdi. Dolayısıyla askı sayısı bizim için önemli bir motivasyon olurdu. Ertesi gün aldığımız bayram harçlığı aslında kendi kazancımız olurdu.
 
Bayram, el öpme, bir araya gelme ve şeker demekti
 
Dr. Sedat Aloğlu-Feniş Holding: Bayram denildiğinde, çocukluğumda aile büyüklerimizi ziyaret edip, ellerini öpmemiz ve yediğimiz şekerler aklıma geliyor. Bayramlar aile fertlerinin ve ailelerinin bir araya gelmesi demekti ve açıkçası o eski günleri özlüyorum.
 
Erken kalkar büyüklerin elini öperdik
 
Ali Özdoğan-Özdoğan Grup Yönetim Kurulu Üyesi: Çocukken bayramda sabah erken kalkar, bayramlıklarımızı giyer, el öpüp harçlık alırdık. Biz kalabalık bir aileydik, heyecanlı bir şekilde kimi yakalarsak sabah onun elini öperdik. 3 yaşında bir oğlum var, mümkün olduğu kadar bu gelenekleri yaşatıp, onları korumamız gerektiğine inanıyorum.
 
 
 
Aylin Löle/Akşam

Yorum Yaz