Küçük Mecidiye Camii ibadete açıldı
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu tamamlanan Beşiktaş'taki Küçük Mecidiye Camisi, düzenlenen törenle yeniden ibadete açıldı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan törende konuşan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, caminin, İslam toplumunun en önemli eserlerinden biri olduğunu söyledi.
Hazreti Peygamber'in Mekke'den Medine'ye hicret ederken Medine'ye ilk geldiğinde inşa ettiği yapının cami olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Bütün İslam medeniyetlerinin en önemli özelliklerinden birisi de budur. Önce şehrin merkezinde, o şehri temsil edecek bir cami inşa ederler. Camiyle birlikte okullarını, hamamlarını, hanlarını ve ayrıca bedestenlerini inşa ederler" diyerek sözlerine devam etti.
‘İstanbul, Osmanlı'nın payitahtıydı'
Camilerin, bir araya gelmek, toplumun ortak değerleri üzerinden sağlam bir toplumsal temel inşa etmesi bakımından önemine vurgu yapan Numan Kurtulmuş, bunun tarih boyunca da böyle olduğunu belirterek, "Gittikleri her yerde, şehirde bu cami üzerinden halkın toplanmasını sağlayabilecek bir medeniyeti inşa ettiler. Bu camilerin ne anlama geldiğinin en güzel işaretlerden biri de şu içinde yaşadığımız aziz şehir İstanbul'dur" ifadelerini kullandı.
Sadece İstanbul Suriçi'nde 250'ye yakın kaybolmuş, kayıp cami olduğunu aktaran Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "İstanbul, Osmanlı'nın payitahtıydı. Onun için Osmanlı'nın payitahtında yüzlerce camide nakış işler gibi, bu topraklarda, her sokağına, caddesine bu milletin ruhunu nakşetmiştir" dedi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün, eski ruhu canlandırabilmek için gece-gündüz çalıştığını ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘Osmanlı'nın ayak izlerini sürmeye gayret ediyoruz'
"Sadece eskiyi ortaya çıkarmak için. Sadece İstanbul'da değil, gittiği her yerde, Zigetvar'da, Saraybosna'da, Gümülcine'de, Budapeşte'ye kadar olan coğrafyada gittiği her yerde hem insanını götürmüş, insanıyla birlikte de camisini götürmüştür. Bugün yurtiçinde Vakıflar Genel Müdürlüğü marifetiyle, yurtdışında da TİKA marifetiyle Osmanlı'nın bu ayak izlerini sürmeye gayret ediyoruz. Allah güç ve kuvvet versin. Ülkemize istikrarlı bir şekilde bu ekonomik gücünü artırmayı nasip etsin. Atalarımızın bu ayak izlerini sürebilecek bir siyasi basiret ve ferasetle yeryüzünün her yerinde ayak izlerini ortaya çıkarmak, hayata kazandırmak ve onlar vasıtasıyla o ruhu yeniden kuşanmayı nasip etsin."
İstanbul'da her bir caminin sanatta birbirleriyle yarıştığını söyleyen Kurtulmuş, bugün açılışı yapılan Küçük Mecidiye Camisi'nin de her tarafında ayrı bir mimari özellik bulunan fevkalade önemli şaheserlerden biri olduğunun altını çizdi.
‘Caminin etrafında cem olan kültür'
Numan Kurtulmuş, caminin ruhları, düşünceleri, inançları cem eden bir yer olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Özellikle bu kültüre bugünlerde çok daha fazla ihtiyacımız var. Bu toplumu bölmek isteyenler, bu toplumun fertleri arasında fay hatları oluşturmak isteyenler, bu toplumda insanlar arasında mezhep ve etnik yapı bakımından ayrılıkları körüklemek isteyenlere karşı en fazla bu bilinçle ayakta durabileceğimizi bir kere daha görmemiz lazım. Bu topraklarda uzun yıllarca hep beraber yaşıyoruz. Farklı etnik yapılarla birlikte bir arada yaşıyoruz. Farklı geleneklerle, göreneklerle, mezheplerle, meşreplerle yaşıyoruz. Bu toprakların kültürü, caminin etrafında cem olan bu kültür, hepimizi içinde barındırıyor, hepimizi bir, beraber bu toprakların ortak medeniyetinin çocukları olarak bir arada tutuyor ve ayrışmamıza müsaade etmiyor. Birileri ne isterse istesin, hangi hain planı ortaya koyarsa koysun, hangi terör mekanizmalarını bu ülkeyi bölmek, parçalamak için kullanırsa kullansın gücü yetmeyecektir, ufku yetmeyecektir. Bu millet, onlara müsaade etmeyecektir."
‘Kubbe altında hiçbir camide rastlamadığımız başka bir özellikle karşılaştık'
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem ise kendileri açısından her bir restorasyonun bir hikayesi olduğunu belirterek sözlerine şu şekilde devam etti;
"Ecdadın her inşaat faaliyetini nasıl nakış nakış işlediğinin örnekleriyle karşılaşıyoruz, şaşırıyoruz. Beyazıt Camisi'nde öyleydi, Süleymaniye'de öyleydi, Fatih Camisi'nde öyleydi. Bu camide de öyle. Kubbe altında hiçbir camide rastlamadığımız başka bir özellikle karşılaştık. Bunun incelenmesi yapılacaktır, ne gibi fayda sağladığı ve ne gibi bir fonksiyon gördüğüyle ilgili" şeklinde konuştu.
Yorum Yaz