maritbet girişmaritbet
VAN DEPREMİ AÇIKLAMASI!

VAN DEPREMİ AÇIKLAMASI!

Türkiye Müteahhitler Birliği olarak öncelikle 23 Ekim 2011 günü Van’da meydana gelmiş olan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Tanrıdan rahmet, kederli ailelerine sabır, yaralılarımıza acil şifalar dileriz

Van'da yaşanan bu büyük felaket sonrasında vatandaşlarımıza yardım etmek, onların yaşamak zorunda kaldıkları sıkıntıları hafifletebilmek amacıyla Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından üye firmalara yardım koordinasyon merkezleri ve bankaların yardım hesapları ile ilgili detaylı bilgilendirmeler yapılmıştır. Üye firmalarımız ayni ve nakdi yardımların yanı sıra inşaat makineleri, otobüs vb. araçları yardım ve kurtarma faaliyetleri için seferber etmiştir.

 

Türkiye Müteahhitler Birliği ile üye firmalarının Van bölgesindeki deprem sonrasında yaraların sarılmasına yönelik her türlü acil ve uzun vadeli yardımlara hazır olduğunu bir kez daha vurgulamak isteriz.

 

Van'da meydana gelen deprem felaketi ile ülkemizdeki binaların güvenliği ile ve kentlerimizdeki yaşam kalitesi ile ilgili sorunlarımız yeniden gündeme gelmiştir.

 

Türkiye Müteahhitler Birliği olarak bu konudaki duyarlılığımız geçmişten bugüne her zaman devam etmiştir.

 

 

Haziran 2003'te “Deprem ve Kurumsal Yapılanma – Afet Yönetimine Giriş başlığı altında Ortadoğu Teknik Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Erhan Karaesmen'in başkanlığındaki bir akademisyenler grubuna kapsamlı bir araştırma yaptırmıştır. Sekiz ay kadar süren bu araştırmada “Deprem hasarlarını ve zararlarını nasıl azaltabiliriz?” sorusuna cevap aranmıştır.

 

Bu araştırma kapsamında: Ülkemizdeki mevzuatın ve kurumların işleyişi incelenmiş, konuyla ilgili resmi ve özel kuruluşlarla yüz yüze görüşmeler yapılmış, aralarında devletin merkezi ve yerel birimlerinin, meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin ve üniversitelerin bulunduğu 60 kadar kuruluşun görüş ve önerileri alınmıştır. Yine bu kapsamda yabancı ülkelerdeki afet yönetimi mekanizmaları incelenmiş, geniş bir literatür taraması yapılmış ve tüm bu çalışmalardan elde edilen bulgular 2004 yılı başında 382 sayfalık bir kitap halinde yayınlanarak 1000 kadar kişi ve kuruluşa dağıtılmış, basınla paylaşılarak kamuoyunun dikkatine sunulmuştur.

 

 

Yapılan bu çalışmada “Toplumsal ve bireysel algılamadaki belirsizlik ve yanlışlıklar; afet zararlarının azaltılması için gerekli olan uzun soluklu ve örgütlü uygulama düzeneğinin kurulamayışı; mevcut kurumsal yapının kurgusundaki ve işleyişindeki yetersizlikler; deprem afetine karşı koymayı ciddi ve karmaşık bir sorun haline getirmektedir. Bu konu devlet ve toplum gündeminin ön sıralarına bir türlü gelememektedir. Geçmiş depremlerde yaşananların tekrarlanmaması için kamu yönetimi ciddi bir durum değerlendirmesi yapmalı, gerekli hukuki, idari ve teknik düzenlemeleri acilen gerçekleştirmelidir.”sonucu ortaya konmuştur. 

Türkiye Müteahhitler Birliği olarak aradan geçmiş olan 8 yılın ardından ortaya koyulan bu teşhis ve çözüm önerilerinin geçerliliğini koruduğu görüşündeyiz.

Bir deprem ülkesinde yaşadığımız gerçeğinin bilinciyle, benzer acıların bir daha tekrarlanmaması adına üzerinde hassasiyetle durulması gerektiğine inandığımız noktaların altını bir kez daha çizmek isteriz;

Yaşanabilir, sürdürülebilir ve deprem güvenliğine sahip bir çevre, her şeyden önce rant odaklı ve çarpık yapılaşmaya yol açan kentsel gelişmenin yerine bilimsel ve teknik standartları dikkate alan planlı gelişmeyi koymakla mümkündür. Yapı standartlarının geliştirilmesi kadar etkin bir yapı denetim sisteminin hayata geçirilmesi de önemlidir.

Hızlı nüfus artışı ve göçler, denetimsiz şehirleşme ve sanayileşme, yoğun kaçak yapılaşma ve sık sık başvurulan imar afları ülkemizdeki deprem ve diğer afet risklerini her geçen gün daha da artırmış, kentsel dönüşüm projelerini pek çok kentimizde bir zorunluluk haline getirmiştir.

Kentler insanlara yaşam kalitesi sunmak içindir. Bu anlamda, kentleşmenin yanı sıra kentlilik bilincinin, duyarlılığının, kararlara katılma, kente sahip çıkma ve hesap sorma sorumluluğunun toplumun her kesimine yaygınlaştırılmasına ihtiyaç vardır.

İstanbul, Ankara, İzmir gibi megapollerin yanı sıra tüm kentlerimiz için uzun vadeli, sürdürülebilir kentsel planlar hazırlanmalı, şehirlerin büyüme ve gelişme projeksiyonları yapılmalı, altyapı ve üstyapı ihtiyaçları belirlenmeli ve karşılanmalıdır. Aksi takdirde, plansız kentsel gelişmenin ve yapılardaki kalitesizliğin bedelini sadece gerileyen yaşam kalitesi ve ekonomik kayıplarla değil sel, deprem vb. doğal afetlerde kaybedilen canlarla  da  hep birlikte ve en ağır şekilde ödemeye devam etmemiz kaçınılmazdır.

Büyük kentlere göçün önlenebilmesi için Hükümetimiz tarafından başlatılmış olan çalışmalar kapsamında bölgesel kalkınma programlarının oluşturulması ve hayata geçirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Ülkemiz için çok büyük önem taşıyan iki konu çevrenin korunması ve hızlı kentleşme ile ilgili konuların tek bir bakanlık altında toplanmış olması memnuniyet vericidir. TMB olarak Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan BAYRAKTAR öncülüğünde gerçekleştirdiğimiz verimli işbirlikleriyle Hükümet ile tam bir uyum içersinde olduğumuzu, yapı standartları ve denetim konularının ortak önceliklerimiz olduğunu görmüş bulunuyoruz.

TOKİ tarafından başlatılmış olan konut hamlesi, özellikle Anadolu kentlerinde belli bir kalite düzeyinde, mevzuata ve teknik şartnamelere uygun, içerisinde sosyal donatıları olan yerleşim alanları yaratılması konusunda çok başarılı sonuçlar vermiştir. Bu çalışmaların genişletilerek mevcut yapılaşma içerisinde kalitesiz, plansız yapı stokunun yoğun olduğu kent ve bölgelerde kentsel dönüşüm projeleri şeklinde planlanarak hayata geçirilmesi önem taşımaktadır.

Bu çalışmada özel sektörün aktif ve geniş katılımının sağlanabilmesi için talep (konut, iş merkezi vb.) yaratılması, yatırımların ve üretim merkezlerinin Anadolu'ya dağıtılması için kapsamlı, verimli, sonuç odaklı planlama ve teşvik sistemi getirilmesi yararlı olacaktır. Sadece teşvik verilmesinin etkin olmadığı geçmiş deneyimlerden gözlenmiştir. Ulaşım, nakliye, işletme vb. giderleri de dikkate alan geniş perspektifli bir planlama yapılması gerekmektedir.

Türk inşaat sektörü bu süreçte üzerine düşecek rolü en iyi şekilde yerine getirecek birikim ve donanıma fazlasıyla sahiptir. Türkiye Müteahhitler Birliği bu konularda yürütülecek mevzuat geliştirme, kurumsal yapılanma, uygulama vb. tüm çalışmalara kamu kurumları ile işbirliği yaparak, yurtiçinde ve yurtdışında kazanılan deneyimleri paylaşarak katkı sağlamaya her zaman hazırdır.

 

Emin Sazak

TMB Başkanı

Yorum Yaz