Tüketici kredilerine dikkat!

Cavlı, yaptığı açıklamada, akademik bir yaklaşımla değerlendirildiğinde Türkiye'nin 2011'de bankacılık sektöründeki sorunlara dikkatle eğilmesi gerektiğini ifade etti. Çek-senet ödemelerinde şu anda tıkanıklıkların olduğunu ileri süren Cavlı, geri dönüşü olmayan tüketici kredilerinde de gelecek yıl tıkanıklık olabileceği yönünde uyarıda bulundu.

Bu durumun şu anda doğal görülebileceğinin, ancak piyasalarda para sıkışıklığına sebep olabileceğinin altını çizen Cavlı, ''Bu durum ticaretin önüne engel teşkil edebilir. 2011 yılında ekonomik anlamda sıkıntılara neden olabilir'' dedi.

Japonya'nın 1990'lı yıllarda ev, otomobil gibi tüketici kredilerinin geri ödemelerinde yaşanan tıkanıklık sonucu ekonomik olarak sıkıntılı bir süreç geçirdiğini hatırlatan Cavlı, şunları kaydetti:

 

''1990'lı yıllarda Japonya'da bankalar, kredileri ödenmeyen ev e arabaları satışa çıkardığında, evlerin ve arabaların fiyatının kredileri kapatamadığı görüldü. Bankalar, ev kredilerinin aşırı yoğunluğu nedeniyle ciddi bir tıkanıklık yaşadı. Çözümü yine kendileri bulmak zorunda kaldılar. Kredileri yeniden çok uzun vadeye bölerek yapılandırdılar. Bankalar 1990'lı yılları çok zor geçirirken, bir de 1996 yılında çıkan Asya Krizi işlerini daha da zorlaştırdı. Bunun sonucu olarak, Japonya'da 1980'li yıllarda yüzde 9,8 olan ortalama büyüme rakamı, 1990'lı yıllarda yüzde 5,5'e, 2000'li yıllarda ise yüzde 2,2'ye düştü. 1990'lı yıllarda kamu sektörü tüketimi ne kadar yüksek tutulsa da ancak 1999 yılında kamu sektörü ve özel sektör tüketimi dengeye ulaştı. Bankalar zorlu geçen 1990'lı yıllarda kredi musluklarını kapatmak zorunda kaldı ve 2000'li yıllara bu şekilde erişti.

 

Türkiye 2011 yılına işçi, memur, özel sektör ve devlet iş birliği içinde girmelidir. Türkiye'de hane halkı geliri oldukça düşük kesimler göze çarpıyor. Bankalar bu kriterlere çok fazla dikkat etmeden kolaylıkla kredi kartları, çekler, tüketici kredileri verdi. Geri dönüşü olmayan tüketici kredileri 2011'de sistemde tıkanıklığa neden olabilir. Ödenmeyen kredilerin, çeklerin, istismar edilen kredi kartlarının çözümünü bankalar, devlete yük olmadan kendileri çözebilmelidir. Bankalar kredi verme kriterlerini gözden geçirmelidir. Devlet de bankaların bu durumunu yakından takip etmelidir. Aksi takdirde Japonya'nın 1990'lı yıllarını yaşan bir ülke durumuna düşebiliriz.''

 

Ekonomi Uzmanı Cavlı, şu anda Türkiye'de hapishane ve tutukevlerinde bulunan hükümlülerin sayısının 121 bini aştığını belirterek, ''Her bir hükümlünün devlete günlük maliyeti 37 lira. Mahkemeler, kriz dönemlerinde çek ve senetlerini ödeyemeyenleri tutuklamaya kalksa, hem devletin göreceği zarar büyüyecek, hem de alacaklı alacağını alamayacak'' diye konuştu.