maritbet girişmaritbet
İZODER, yalıtım malzemesi kalınlığını 5 santimetreden 16’ya çıkarılmasını istiyor!

İZODER, yalıtım malzemesi kalınlığını 5 santimetreden 16’ya çıkarılmasını istiyor!

Isı yalıtım sektörünün derneği İZODER, yalıtım malzemesi kalınlığının 5 santimetreden 16 ya çıkarılması için lobi yapıyor. Bu gerçekleşirse 10 yıl içinde 13 milyar liralık ek bir hacim söz konusu. Ama mevcut standardın yeterli olduğunu düşünenler de var

 

Isı yalıtımı son dönemin en hızlı gelişme gösteren iş kollarından biri -son 10 yıl içinde 40 kat büyüdü ve 6 milyar liralık hacme ulaştı. Bu oran kimi yıllar inşaat sektörünün büyüme hızının çok üstünde seyretti. Bu büyümede kuşkusuz, sektörün derneği İZODER'in (Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği) payı büyük. Dernek, Kadir Çöpdemir' in oynadığı reklam filmleri, yalıtım konulu mizah dergisi, dernek yöneticilerinin bizzat katıldığı aktivitelerle yalıtım konusunda yoğun bir bilinçlendirme faaliyeti yürüttü. 
 
Bunun ötesinde İZODER, sektördeki çalışma prensiplerinin de mimarı aynı zamanda. İZODER üyeleri 10 yıl önce adı sanı bilinmeyen dolayısıyla standartların belli olmadığı yalıtım işinde hem kuralları belirledi hem malzeme standardını oluşturdu hem de denetimi gerçekleştirdi. Sektörle ilgili aldıkları hayati kararların başında yalıtım kalınlıklarının nasıl hesaplanacağını gösteren yazılım yani "TS825" var. Bu alanda iş yapan firmaların yüzde 90'ı TS825'i kullanıyor ki ısı yalıtımı üreticilerinin yüzde 80'i zaten İZODER üyesi. Bu sayede dernek üyeleri kendilerine rahat bir çalışma alanı buldu. 
 
Bu rüzgarla şimdi mevcut 6 milyar liralık ciroyu önümüzdeki 10 yılda beşe katlamanın (33.5 milyar lira) planlarını yapıyorlar. Derneğin "2012 2023 Isı Yalıtım Planlaması" başlıklı raporunda mevcut yalıtım kalınlıklarının enerji tasarrufu gerekçesiyle artırılması gerektiği vurgulanıyor. Bu rakam şu an Türkiye'de ortalama 5 ila 8 cm arasında. Rapora göre 2023'e kadar kademeli olarak 16 cm'ye kadar çıkartılmalı. Derneğin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, Danimarka'da yalıtım kalınlığının 30 cm'ye çıkabildiğini söylüyor. "AB ülkelerinde kişi başı yalıtım malzemesi tüketim oranı 1 metreküp, Türkiye'de ise 0,15 civarında. Türkiye'de yalıtmışız binalar metrekare başına yıllık 300 kilovatsaat enerji harcarken Danimarka'da ise bu rakam sadece 40 kilovatsaat" diyor. 
 
Ama artık işler eskisi gibi değil. Çünkü son bir buçuk yıldır işler İZODER'in denetiminden çıkmaya başladı. Örneğin raporları Başbakan başta olmak üzere ilgili bakanların masasında bekletiliyor. Üstelik istedikleri yalıtım standartları konusunda onlarla aynı görüşte olmayanların sesleri daha fazla duyulmaya başlandı. Örneğin, enerji eski bakanı Hilmi Güler'in teşvikiyle 2007'de kurulan Enerji Verimliliği Derneği (ENVERDER), İZODER'in Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na sunduğu rapordaki kalınlık artış talebine itiraz ediyor. Isı yalıtımı ENVERDER'in öncelikli konuları arasında. 
 
Çünkü binalarda enerji harcamasının yüzde 85'i ısıtma ve soğutmadan kaynaklanıyor. Derneğin kurucularından ve halen Bursa şube başkanlığını yürüten Mustafa Uysal üç yıl önce ısı yalıtımı konusunda bir çalışma başlattıklarını anlatıyor. "Çünkü ısı yalıtımında ciddi kalite ve hesaplama yanlışlıkları olduğunu fark ettik" diyor. Bakanlığa rapor halinde sunulacak çalışma henüz tamamlanmadığı için detay vermiyor. 
 
Ancak Uysal piyasadaki mevcut kalınlıklarla ilgili sıkıntı yok. Ona göre İZODER menşeli TS825 yazılımı, bölgelere göre yalıtım kalınlıklarını doğru hesaplayamıyor. Dolayısıyla İZODER ve ENVERDER'in olaya bakış açıları oldukça farklı. Üstelik iki seçenek arasında ciddi bir maliyet farkı var. Binalarda kullanılacak malzeme miktarının İZODER'in istediği gibi mevcut standartlardan yukarı çekilmesi durumunda 2013'de yaklaşık bir milyar liralık ciro farkı oluşuyor. Bu rakam 2023'e gelindiğinde ise 13 milyar liraya ulaşıyor. Isı yalıtımcıları resmi otoritelerin artık kendilerine büyüme konusunda gereken desteği vermediğinin farkında. 
Şen, beyaz eşya üreticilerine verilen desteğe işaret ediyor. Geçen yıl beyaz eşyada enerji verimliliği konusunda yapılan ortak çalışmayı hatırlatıyor ki tanıtım toplantısına Başbakan bizzat katılmıştı. "Oysa ki binalarda enerji tüketiminin sadece yüzde 15'i elektrikli ev aletleri ve aydınlatmadan kaynaklanır" diyor. A+ bir buzdolabı ile A sınıfı arasında elektrik tüketimi açısından yılda 40 ila 50 KW-saat fark var. Bir buzdolabının 10 yıl boyunca dayandığı varsayılırsa aradaki bu fark 400 ila 500 KW-saate denk geliyor. 
 
İZODER, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın azalan ilgisinden şikayet ediyor ama yalıtım sektöründeki mevcut standartların mimarı hala kendisi. Üstelik TS825'in yalıtımcılar için yaşamsal bir önemi var. Haziran 2000'den yani ısı yalıtımı yeni binalarda zorunlu hale getirildiğinden beri kullanımı zorunlu. Bu hesaplama yöntemi birçok farklı kriteri esas alıyor. 
Öncelikle Türkiye'yi dört farklı bölgeye ayırıyor; her birinin genel ısı değerleri hesaplamada esas kriter alınıyor; kullanılacak yalıtım malzemelerine de ayrıca birer puan veriliyor. 
 
Sorun şu ki TS825 sadece ısı yalıtımı üzerinden hesap yapan bir yazılım. Binalarda enerji verimliği söz konusu olduğunda ise ısı yalıtımından başka kalemlerin de dikkate alınması gerekiyor. Çünkü bir binanın enerji faturasının yüzde 85'i ısıtma ve soğutma masraflarından kaynaklansa da aydınlatma gibi enerji gerektiren kalemler de var. Bu amaçla o zamanki adıyla Bayındırlık ve İskan Bakanlığı (şu an bu bakanlığın görevini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üstlenmiş durumda) 2011 itibarıyla mevcut ve yeni yapılacak binaları ilgilendiren "Binalarda Enerji Verimliliği Yönetmeliği"ni çıkardı. Bu yönetmelik uyarınca bir binanın harcadığı her kalem enerji hesap edilecek. Sonucunda binalara enerji karnesi verilecek. Binalar tıpkı buzdolaplarındaki gibi A, B , C şeklinde sınıflandırılacak... Enerji karnesine göre bina sahipleri, doğalgaz birim fiyatına daha çok para ödemek gibi çeşitli yaptırımlarla karşı karşıya kalacak. 
 
Bakanlık, bu konuda bir yazılım uygulamasının hazırlanmasını özel bir şirkete ihale etmişti. Ancak istenen verimlilik alınamadı. 1 Ocak 2011'de uygulamaya girmesi şartıyla bu teklif Haziran 2010'da İZODER' e götürüldü. "Yazılımı bitirmek için gereken zamanın çok kısa olduğunu biliyorduk ancak bu teklifi kabul etmemiz gerekiyordu" diyor Şen. Buna gerekçe olarak sektörün geleceğini ilgilendiren bir konu olmasını öne sürüyor: "Biz yapmasaydık, ısı yalıtımının gelişmesine zarar verebilirdik." Bu nedenle işin maliyetini üstlenmeyi de kabul etmişler. İZODER kendi cebinden 700 bin lira harcayarak tamamladığı yazılımı 31 Aralık 2010'da saat 16:30'da Bakanlığın sunucusuna yüklemiş. "BEP-TR" adlı program istenen tarihte çalışmaya başladı ancak istenen sonucu vermedi. Şen, ilk uygulamalarda muhtemel sıkıntılar yaşanabileceğini tahmin ettiklerini söylüyor. 
"Çünkü" diyor, "Biz altı ayda yetiştirmeyi vaat ederken bir yıl içinde ikinci ve daha geliştirilmiş bir yazılım daha yapılsın ki sistem efektif çalışabilsin diye önermiştik." Ama İZODER'in bu önerisi karşılık bulamıyor. Şen buna sebep olarak Bakanlığın yapısının değişmesini ve konunun Bakanlığın yeni ajandasında arka sıralara düşmesini gösteriyor. 
 
Yine de BEP-TR yazılımı bugüne kadar 45 bin konuta enerji kimlik belgesi verilmesinde kullanıldı. Ancak Şen'e göre BEP-TR can çekişen bir yazılım ve bir an önce güncellenmesi gerekiyor. İZODER'in bu kez yapabileceği bir şey yok. Bakanlık, yazılımla ilgili TÜBİTAK'ı görevlendirdi. Ve kurum, yazılım üzerindeki çalışmalarını sürdürüyor. 
 
Öte tarafta ilgili yönetmelik uyarınca 2017'ye kadar bütün binaların enerji kimlik belgesini alması gerekiyor. On yıl içinde 15 milyon yeni konut yapılacak. "Sektör cazibesini koruyor" diyor Şen. İZODER' in sektördeki etkinliğine gölge düşse bile yeni girişimcilerin sayısı artıyor. Sektörde 300'e yakın üretici var. Yalıtım malzemeleri üreticilerinin yüzde 80'i zaten İZODER üyesi. Bir kısmı ise İZODER'e üye olmak bile istemiyor. Beş yıldır yalıtım malzemesi üreten Isovoll Genel Müdürü Gökhan Güvener, "ürettiğimiz malzeme İZODER'in standartlarından farklı" diyerek açıklıyor gerekçesini. 
 
Isovoll, 2011 'de 350 bin metrekarelik yalıtım yaptı. Türkiye'de yalıtım yapılan toplam metrekarenin 40 milyon olduğu düşünülürse bu, deryada damla gibi. Fakat Şen, bu ve benzeri şirketlerin kendilerini yine de rahatsız ettiğini söylüyor. "Pazardaki payları çok değil, ama gelişmekte olan bir bedende ur gibiler" diyor ve yalıtım yaptıran insanlarda kafa karışıklığı yarattıklarını anlatıyor. Şen'e göre piyasada daha ucuz malzemeyle aynı işi yaptığını iddia eden şirketler, ısı yalıtımının gerekliliğine duyulan güveni zedeleyebilir. 
 
Zaten son dönemde yeni yapılan bina mantolamalarının bile bozulduğuna dair şikayetler artıyor. Sektörde hemen herkesin kulağına çalınan bu sıkıntının suçu, kalitesiz ve denetimsiz malzeme kullanımına atılıyor. Malzeme kalitesi gerçekten de rekabeti etkileyen en önemli unsurlardan biri. XPS Yalıtım Sanayicileri Derneği Genel Koordinatörü Meltem Yılmaz haksız rekabetin yalıtım malzemelerinin standartlara uygun üretilmemesinden kaynaklandığını anlatıyor. Yılmaz özellikle TOKİ gibi sekiz yılda 500 binin üzerinde konut yapmış organizasyonların bu kalitenin düşmesine yardım ettiğini savunuyor. "Kalitenin yükseltilmesi için Bakanlık düzeyinde çalışıyoruz ancak idari kararlar daha etkin olmalı" diyor. 
 
Diğer taraftan kaçak yapılaşma sorunu var. Şen, yapılaşmanın yüzde 60'ının kaçak olduğunu hatırlatıyor. 
Kaçak yapılaşma, ısı yalıtımında sağlıklı bir denetim yapılmasını daha da zorlaştırıyor. Kalite ve denetim konusunda İZODER'in de çalışmaları var. 
 
Sektörde 2007'den beri CE kalite belgesi olmayan malzemelerin kullanılması yasak. Bir İZODER kuruluşu olan Tebar, Türkiye'de hem CE belgesi vermeye hem de bunu denetlemeye yetkili ve uluslararası arenada akredite bir kuruluş. 2 milyon lira yatırımla hayata geçirildi. Ancak Şen'in söylediğine göre ürününü sertifikalandırmak için Tebar'ı arayan firma sayısı son derece az. 
 
Yalıtım sektörü 2012 cirosunu yaklaşık 6 milyardan 8 milyar liraya taşırken tasarruf edilecek enerjinin parasal büyüklüğü, 2 milyar lira olacak. Bunun engellediği karbon emisyon miktarı ise 6 milyon ton. İZODER'in 2023'te tasarruf sağlayacağı enerjinin parasal değerinin 12 milyar liraya çıkacağını öngörüyor. 
 
Bunun için sektörün büyüklüğünün 33 milyar liraya ulaşmış olması gerekiyor. Bunun olabilmesi de 16 santimetre kalınlıkta yaktım yapabilecek miktarda malzeme satmaktan geçiyor. 
 
Bu gerçekten gerekli mi? Isı yalıtımından elde edilecek enerji tasarrufu sadece daha iyi bir denetim yoluyla da arttırılamaz mı? Bunun cevabını verecek olan nihai otorite Çevre ve Şehircilik Bakanlığı.
Merve Gün/Forbes

Yorum Yaz

Benzer Haberler

Termal konfor ve sağlığı koruyan ısı yalıtımı ile enerjiden %60 tasarruf edilebilir
  • 04.07.2022 10:52

Termal konfor ve sağlığı koruyan ısı yalıtımı ile enerjiden %60 tasarruf edilebilir

Isı yalıtım sektörünün lider markası Dalmaçyalı; Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ve Pr ...

“Konutta en doğru yatırım, yalıtım yapmak”
  • 02.07.2022 13:49

“Konutta en doğru yatırım, yalıtım yapmak”

İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, "Konutlarda enerji verimliliğini önceleyen bu ka ...

“Cumhurbaşkanımızın açıkladığı Yalıtım Kredisi desteği çok önemli bir adım”
  • 08.06.2022 09:01

“Cumhurbaşkanımızın açıkladığı Yalıtım Kredisi desteği çok önemli bir adım”

İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “İZODER olarak uzun zamandır ısı yalıtımıyla ene ...

Devletten evini yalıtım yaptırmak isteyenlere 50 bin liralık kredi!
  • 07.06.2022 09:30

Devletten evini yalıtım yaptırmak isteyenlere 50 bin liralık kredi!

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen ...

İZODER ''Yalıtım seferberliğinin tam sırası”
  • 28.05.2022 17:14

İZODER ''Yalıtım seferberliğinin tam sırası”

Sektörlere göre enerji tüketimi incelendiğinde; yüzde 32,7’lik pay ile konut ve ...