maritbet girişmaritbet
Kuyucak köyünde 'Lavanta Günleri' başladı

Kuyucak köyünde 'Lavanta Günleri' başladı

‘Lavantanın başkenti’ olarak anılan Isparta’nın Keçiborlu ilçesine bağlı Kuyucak köyünde bu yıl ilki düzenlenen “Lavanta Günleri” başladı.

Son yıllarda sosyal medyada paylaşılan fotoğraflarla ün kazanan ve “lavanta kokulu” köy olarak anılan Kuyucak'ta bu yıl ilk kez Isparta Valiliği koordinesindeki kurumlarla birlikte “Lavanta Günleri” etkinliği düzenlendi. 

Etkinliklere Isparta Valisi Ömer Seymenoğlu, AK Parti Isparta Milletvekilleri Recep Özel ve Mehmet Uğur Gökgöz, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ) Rektörü Prof. Dr. İbrahim Diler, Keçiborlu Kaymakamı Okan Leblebiciler, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Özdurhan, Keçiborlu Belediye Başkanı Yusuf Murat Parlak ile protokol mensupları ile öğrenci, sporcu ve vatandaşlar katıldı. 
Kuyucak'taki lavanta tarlalarındaki mehteran gösterileri ve kortej yürüyüşü ile başlayan etkinlikler kapsamında, katılımcılar köyde oluşturulan etkinlik alanına kadar yürüdü. Protokol mensuplarının bölgeye gelen turistler ile yerli halkı selamlayarak devam ettiği etkinlikte, halk oyunları gösterileri, spor etkinlikleri ve lavanta bahçesi gezisi yer aldı. Vali Seymenoğlu ve beraberindekiler, köyde lavanta ürünleri üretilen vatandaşların kurduğu eski usül tesislerde de incelemelerde bulundu. 

“Süreklilik arz etsin diye adına festival demedik” 

Türkiye'de son yıllarda “lavantanın başkenti” olarak tabir edilen bölgede bu yıl ilk defa düzenlenen “Lavanta Günleri” ile ilgili gazetecilere açıklamalarda bulunan Isparta Valisi Ömer Seymenoğlu, “Bu yıl Lavanta Günleri düzenlendik, adına festival demedik çünkü festivallerimiz yeterince var. Dedik ki süreklilik arz etsin, bir günle - iki günle - üç günle - beş günle sınırlı kalmasın. Lavanta çiçekteyken, gezilip görülebilirken, insanlar doğal ortamda mutlu oluyorlarsa, bunu zamana yayalım dedik. Hava şartlarına göre, lavantanın sezonda 35- 40 günlük bir çiçeklenme sezonu var. Ne mutlu ki bize, başarılı bir şekilde devam ediyor” dedi. 

“Burada yıllardır lavanta tarımı vardı, bunun turizme kazandırılabileceğini keşfettik” 

Kuyucak'ta uzun yıllardan bu yana lavanta tarımının yapılarak yağ üretimi gerçekleştiğini anımsatarak, yapılan çalışmalar ile kırsal turizmin desteklendiğini kaydeden Vali Seymenoğlu, “Bu tabii ki önceki sezonlardan başlamış bir şey, bir anda ortaya çıkan bir şey değil. İçinde bulunduğumuz lavanta bahçesi, şu anki sahibinin dedesinden kalma bir bahçe. Dolayısıyla, geçmişte burada zaten bir lavanta tarımı vardı. Lavanta, çiçeği için değil yağı için ekilmişti. Ancak son yıllarda biz, bunun turizme kazandırılabileceğini keşfettik. Binlerce ve on binlerce insanın buraya akın gelebildiğini fark ettik. Bizler de köy muhtarıyla, kadın kooperatifiyle, ilçe belediye başkanıyla, kaymakamla, Kültür ve Turizm Müdürü olmak üzere bütün paydaşlarıyla bunun tanıtımını biraz daha yaparsak daha anlamlı olacağını, biraz daha fazla misafir ağırlayabileceğimizi ve kırsalda, yerelde yaşayan insanlarımıza ek gelir elde edebileceğimizin farkına vardık. Şu anda bunu yapıyoruz. 
Burada hep beraber, gördüğünüz gibi bahçeler içerisinde dolaşıyoruz, gelen misafirlerimizle sohbet ediyoruz, sıkıntıları var mı, yok mu onları soruyoruz. İşyeri sahiplerimize ve burada köyde yaşayan vatandaşlarımızın da dertlerini mahallinde dinlemiş oluyoruz. Bu şekilde, kırsaldaki insanımıza da destek vermeye çalışıyoruz” diye konuştu. 

“Eminim ki, bir - iki yıla kadar devlet buradan elini çekecek ve köylü kendi faaliyetlerini yürütecek” 

Köyde kurulan stantların yüzde 90'ında, köy halkının çalıştığını ifade eden Vali Seymenoğlu, “Zaten köyümüzde yaşayanların asli işleri, gül sezonunda gül toplamak, lavanta sezonunda lavanta toplayıp, lavanta yağıyla uğraşmak. Bunun yanında hayvancılık ve hububat üretimi de var. Bunu biz, bir ek gelir olarak düşünüyoruz, planlıyoruz. Sağ olsun, vatandaşımız bunu fark etti, kabul etti, az da olsa para kazanmaya başlayınca moralle ve zevkle bu işe sarıldı. Eminim ki bir - iki yıl sonra devlet buradan çekilecektir, bu köyde sadece burada yaşayan insanlarımız faaliyetlerini yürütecektir. Bize de ihtiyaçları olacaktır, emniyet ve asayiş haricinde ama ülkemizde bu tür köy örneklerini görüyoruz, onları da örnek alıyoruz” şeklinde konuştu. 

“Pansiyonculuk çalışmasını geliştirerek köyden kente göçü önleyeceğiz” 

“Biz diyoruz ki, bu lavanta sadece ülke sınırları içinde kalmasın, bu güzellik ile aynı zamanda diğer ülkelere da açılabilelim” şeklinde açıklamalarını sürdüren Vali Seymenoğlu şöyle devam etti: 
“Bugünlerde artık yabancı misafirlerimiz de yavaş yavaş gelmeye başladı. Sadece az da olsa bir konaklama sıkıntımız var. Gerçi, Isparta merkezde turistik otellerimiz var ve şu anda yüzde 85 - 90 oranında bir doluluk oranı var ama köyümüzde şu an konaklamaya uygun yerler yok, yavaş yavaş yapılıyor. Bu da biz, buradaki vatandaşlarımızla konuşarak, boş evleri en azından biraz daha elden geçirerek, pansiyonculuğu öne çıkartabilirsek daha güzel olabilir. Zaten, misafirlerimiz de bunu arzuluyor. Köy ortamında bir gece de olsa, köy evinde kalabilmek, bir ahırın yanında, tavuk kümesinin yanında, tozun - toprağın içerisinde bir gün de olsa bir köy hayatı yaşayabilmek istiyorlar. Bizim de bundan sonraki dönemde ve aylardaki desteğimiz en çok konaklamaya yönelik olacak. Bunu da çözdüğümüz zaman emin olun ki bu köyden dışarıya göçü engellemiş olacağız. Zaten temel amacımız da bu, kırsaldan şehir merkezlerine göçü engellemek. Yoksa, suyumuz, yolumuz ve sağlık hizmetlerimiz var. Tüm hizmetlerimiz köylerimize geliyor, ancak köyde yaşayan vatandaşımıza bu şekilde ek gelir temin edebilirsek bunun başarılabileceğine inanıyorum. Özelikle Isparta bu yönden çok şanslı”. 

“Eğitim ve sağlıktan sonra doğa ve kültür - turizm Isparta'nın kurtarılışı olacaktır” 

Isparta'da eğitim ve sağlıktan sonra üçüncü sırada doğa ve kültür - turizm çalışmalarının yer aldığına vurgu yapan Vali Seymenoğlu, “Isparta Valisi olarak göreve başladığım ilk günden itibaren eğitim ve sağlıkta epeyce yol almışız. Elbette onları da destek veriyoruz, takip ediyoruz, aksaklıklarına müdahale ediyoruz ancak üçüncü sırada da doğa ve kültür - turizmi Isparta'nın kurtarışı olacaktır. Gül sanayisi ağırlıklı olmak üzere Isparta'nın az da olsa sanayisi de var. Ama Isparta yöremizde göllerimiz meşhur, milli parklarımız ve tabiat parklarımız var, doğal güzelliklerimiz var. Bizler bunları da bu tür etkinliklere gündeme getirdiğimiz, kamuoyu, sosyal medya ve televizyonlar vasıtasıyla paylaşabilirsek, bir alternatif gelir kaynağı oluşturmuş oluruz. Bu da hem köylüyü hem de bizleri mutlu eder” ifadelerini kullandı. 

  • Etiketler:

Yorum Yaz