Boğaziçi Dernekleri Platformu, Boğaziçi'nin UNESCO Mirası Listesi’ne alınmasını istiyor!

İstanbul Boğaziçi Alanı'ndaki semt dernekleri 2011 yılında Boğaziçi Dernekleri Platformu'nda bir araya geldi. Boğaziçi Dernekleri Platformu'nun konuyla ilgili açıklamaları şöyle;

 

İstanbul Boğaziçi Alanı'ndaki semt dernekleri 2011 yılında Boğaziçi Dernekleri Platformu'nda bir araya geldik.

 

Amacımız;

Dünyada eşi, benzeri olmayan Boğaziçi'nin doğal ve tarihi kültür varlıklarına sahip çıkmak, korunmasını ve gelecek kuşaklara taşınmasını sağlamak.

 

Sahil semtleri, geçmişte çeşitli medeniyetlerin yaşadığı eski yerleşim alanları, günümüzde ön görünüm olarak adlandırılıp sit alanı ilan edilmiştir. Her yerden görünen yeşil tepeler ise geri görünüm diye adlandırılıp plansız, gelişigüzel yapılaşma yüzünden beton yığını halinde görüntü olarak ön görünümü adeta ezmektedir. Ağaçlandırma yapılarak tepelerin yeşil dokusunun ve görüntüsünün  korunması gerekirken (Sevda Tepesi, Çamlıca Tepesi örn.) betonlaşma devam ettirilmektedir.

 

Ayrıca yapılaşmanın getirdiği trafik yoğunluğu, ulaşım güzergahı olarak eski yerleşimin dar sokakları kullanıldığından buralardaki tarihi yapılara zarar vermiştir. Geçmişte sadece at arabalarının geçtiği sokaklardan büyük tonajlı kamyonlar geçmeye başladığından, cumbası sökülen bir çok  ahşap yapı yıkılarak yok olmuştur. SİT alanı ilan edilen ön görünüm bölgesinde plan tadilleri yapılarak inşaat izni verilmektedir.

 

Gelişmiş ülkelerde SİT alanına kamyon veya ağır vasıtaların girmesi bile mümkün değildir. Üzülerek görmekteyiz ki, Boğaziçi'nin tarihi kültür varlıkları ihmal edilmekte, özellikleri, değerleri, güzellikleri korunmamaktadır.

 

Sahillerde alt yapısı (otopark, çöp sorunu v.b.) araştırılmadan lokanta, restaurant, cafe gibi işletmelere fazlasıyla ruhsat verilmektedir. Tarihi yapılar ihtiyaç var diye bahçeleri ile birlikte otoparka, konut alanları da ticari alanlara dönüştürülmektedir.

 

Bostanlar, çayırlar, Mor Salkımlar, Erguvan ağaçları, Arnavutköy Çileği ve diğer endemik bitkileri ile Boğaz'ın kirlenen suyunda birçok deniz canlısı türleri tükenmiştir ve tükenmeye devam etmektedir. Boğaziçi'nin doğal dokusu her geçen gün hoyratça yok edilmektedir.

 

Boğaziçi'nin süsü olan vapurları artık ancak resimlerde görmek mümkün olacaktır.

Ulaşımda deniz yolu kullandırma yerine seferlerin iyice azaltılarak, bazı iskelelerin kapatılarak (Rumelihisarı İskelesi ör.) kara yolu taşımacılığına ağırlık verilmesi, Boğaziçi'ne has ulaşım gelenek ve kültürünü yok ettiği gibi aynı zamanda trafik ve otopark sorununu artırmakta, dolayısıyla da çevreye zarar vermektedir.

 

İstanbul Boğaziçi'nin özelliklerinin, değerlerinin ve güzelliklerinin çok kısa cümlelerle ifade edilemiyeceği  bilinen bir gerçektir. Boğaziçi'nin artık ön veya geri görünüm değil, bütün olarak daha fazla tahribata uğratılmaması için gerçek bir koruma altında olması gerektiğine inanıyoruz.

 

Boğaziçi Dernekleri Platformu'nun Boğaziçi'nin UNESCO'nun Dünya Doğa ve Kültür Mirası Listesi'ne alınması için Sarıyer Belediye Başkanlığı aracılığıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunduğunu bilgilerinize sunuyor; bu girişimin destek bulmasını, Boğaziçi'ni yapılaşma talanından kurtaracak, doğal, tarihi ve kültürel dokusunu korumaya yönelik idari ve yasal önlemlerin acilen alınmasını ve uygulanmasını arz ve talep ediyoruz.