maritbet girişmaritbet
Bilkent Kültür Girişimi müzelere çağdaş mağazalar getirdi!

Bilkent Kültür Girişimi müzelere çağdaş mağazalar getirdi!

Türkiye geçmişte kalan anlayıştan sıyrılıyor.55 müzede faaliyet gösteren Bilkent Kültür Girişimi (BKG), son 3 yıldır müzelere çağdaş mağazalar getirdi

 

BKG'nin bağlı olduğu Bilkent Turizm İnşaat ve Ticaret A.Ş. (BİLİNTUR) Murahhas Azası Orhan Hallik, “55 müzede 57 mağazamız 33 müze kafemiz var. Her birini aynı standartta işletiyoruz. 3 yılda 14 bin çeşit ürüne ulaştık” diyor. Hallik, BKG'nın ihaleyi alırken 2016'nın sonuna kadar 156 milyon TL ciro karşılığı 25 milyon TL civarında kira ödeme garantisi verdiğini belirtiyor.
 
“Müzelik olmak” diye bir deyim vardı, pek de sık kullanırdık. Sanki müzelik olmak kötü bir şeymiş gibi. Ama her deyim gibi bu deyimin anlamı yanlış da olsa bize anlatmak istediği bir şeyler olmalıydı. Bence bu deyim Türkiye'deki müzelerin iç sıkıcı, ihmal edilmiş, keyifle gezilemeyen yerler olduğunu anlatıyordu. Gerçekten çocukluğumda ben de sıkılırdım müze gezmekten. Hiçbir şey ifade etmeyen camekanlara bakıp, bir çocuk ve sade vatandaş için anlaşılmazlık düzeyindeki akademik bilgileri çözmeye çalışırken içim geçerdi.
 
Neyse ki, Türkiye geçmişte kalan bu müzecilik anlayışından sıyrılıyor. Burada özel müzeler başta olmak üzere, buna hızla ayak uyduran bakanlık müzelerini tebrik etmek gerek. Müzelerde açılan kafeler ise başlı başına bir keyif yeri oldu. Ben pek çok randevumu artık bu müze kafelerinde veriyorum, toplantılarımı buralarda yapıyorum ve çok da iyi sonuçlar alıyorum.
 
Aynı değişimi müzelerin hediyelik eşya mağazalarında da görmek mümkün. Nihayet Avrupa müze mağazalarından alışveriş yaparken “Bizim müzelerimizde niye bunlar yapılmıyor” diye ağladığımız günler de geride kaldı. Çünkü üç yıldır, 55 müzede faailet gösteren Bilkent Kültür Girişimi (BKG) mağazalarında satılan ürünler hem tarihi eserlerin niteliğine hem de kalitesine hitap ediyor. Modern, kaliteli tasarımlar sonucu üretilen ürünler yediden yetmişe ve her kesime seslenirken gezilen müzenin de adeta özetini çıkarıyor. Çünkü müzede gördüğünüz eserlerin birer yansımasını görüyorsunuz burada. Takılar, kumaşlar, tablolar, bardaklar, magnetler, defterler hepsi birer müze eserine dönüşmüş oluyor.
 
Biz de müzelerimize çağdaş mağazalar kazandıran BKG'nin bağlı olduğu Bilkent Turizm İnşaat ve Ticaret A.Ş. (BİLİNTUR) Murahhas Azası Orhan Hallik ile bu değişimi ve sonuçlarını konuştuk. 
 
- Müze mağazacılığına girmeye nasıl karar verdiniz?
 
Türkiye'de müze mağazacılığı sektörü yoktu. Bakanlıkla görüşmelerimizde böyle bir ihtiyacın olduğunu her koşulda belirtiyorduk. Sonra ihale çıkınca biz de katıldık. Bilkent Üniversitesi'nin bir kuruluşu olarak zaten kültürel ve eğitim projelerinde yer almaya çalışan bir kurumuz. Sonuçta ihaleyi kazandık. İmzalar atılır atılmaz da hızlı bir şekilde 19 ilde 55 müze ve ören yerini projendirdik.
 
57 müzede 33 müze kafe
 
- Kaç müzede mağazanız var?
 
55 müzede 57 mağazamız 33 de müze kafemiz var. 90 noktadayız ve her birini aynı standartta işletiyoruz. Yani bir müzemiz daha az geziliyor, diye orayı ihmal etmiyoruz.
 
- Mağazalarınızda o müzeye özgü ürünlerin yanı sıra diğer müzelerin simgeleri de yer alıyor. Mesela biz şu an Topkapı Sarayı'nın mağazasındayız ve burada Zeugma'ya, Konya Müzesi'ne ait ürünler de var. Neden böyle bir yaklaşım benimsiyorsunuz?
 
Çünkü bizim amacımız sadece ticaret değil. Bu bir kültür işi. Bu şekilde her müzede diğer müzelerimizi tanıtmış oluyoruz; ürünler ve kitaplarla. Böylece İstanbul'daki müzeleri gezen birisi Antalya'daki müzelerden de haberdar olabiliyor. Böylece karşılıklı etkileşim oluşturmaya çalışıyoruz.
 
- Hangi eserlerin tasarımının yapılacağını neye göre belirliyorsunuz?
 
Her müzenin kendine özgü, popüler eserleri vardır. Öncelikle onlardan başlıyoruz, sonra tarihi değeri olan, insanların hoşuna gidebilecek veya bir bilginin paylaşılacağı eserlere geçiyoruz. Ayrıca sadece hediyelik eşya da yapmıyoruz aynı zamanda kitaplar da basıyoruz. Rehber ve katalog kitaplar. Bu kitapların içinde de bu eserlerle ilgili görseller yer alıyor. Hediyelik eşyalarda ise o eserleri günlük kullanıma taşımayı amaçlıyoruz. Bu çanta da olabiliyor, tişört de, magnet de, takı ya da ev eşyası da...
 
- Biraz örnekleyelim mi? Şu an Topkapı Sarayı'ndayız. Bu müzenin simge ürünleri neler?
 
Elbette Kaşıkçı Elması... En merak edilen eserlerden olduğu için bizim de ürünlerimiz arasında Kaşıkçı elmasına ilişkin ürünler yer alıyor. Tabii Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem de hemen akla geldiği için onları simgeleyen ürünlerle saray çinilerinin motiflerinin yer aldığı ürünler hemen akla gelenler. Mesela bir Topkapı Hançeri çok meşhur. Onun replikasını satıyoruz. Şimdiye kadar 40'a yakın sattık. Bu önemli çünkü tanesi 6 bin TL. 
 
- Kimler aldı?
 
Tüm dünyadan... Çin, Malezya, Amerika, İspanya'dan. Hatta bir Japon internet üzerinden sipariş etti. Buradan alıp kendi taşımak istemeyenlere kargo ile gönderiyoruz.
 
Ürünlerin hepsi tasarım
 
- Ürünlerinizin en güzel yanı kitch olmaması. Çok beğendim, her biri üzerine düşünülmüş birer tasarım ürünü. Kaç tasarımcınız var? 
 
İstihdam ettiğimiz 4 tasarımcımız var. Ama dışarıdan da 15 tasarımcıyla da çalışıyoruz. Bir de şöyle bir kuralımız var; her müzede sergilenip satılan ürünlerin minimum yüzde 60'ı o müzeye ait yani yüzde 40'ı diğer müzelere... Böylece müzeler arası eşitliği sağlayabiliyoruz. Ayrıca gelişmeleri de takip ediyorsunuz. Herkül Heykel'inin sırt kısmı Amerika'dan Türkiye'ye iade edildi. Biz bunun üzerine hemen heykelin replikasını yaptık. O çok satılıyor. Ondan esinlenerek de ürünler yapılıyor. Şu an toplam 14 bin çeşit ürüne geldik toplamda.
 
2016 sonuna kadar 25 milyon TL kira garantisi verdik
 
- 3 yılda 14 bin çeşit ürün... Bu işin ekonomik boyutu nedir?
 
Bakanlıktan bu ihaleyi alırken “2016'nın sonuna kadar 156 milyon TL civarında ciro yapacağız, karşılığında da 25 milyon TL kira ödeyeceğiz” diye garanti verdik. Bunu yapamasak da bu parayı ödüyoruz. 
 
- Bu hedefin ne kadarını gerçekleştirdiniz?
 
Çok küçük bir kısmı. Yatırım boyutundayız... Geçen seneden itibaren bakanlığa sorumluluklarımızı yerine getirmeye başladık . Ama para kazanma anlamında değil. Belki son sene kazanırız. Yatırımın geri dönmesi konusunda gerideyiz. Biz bu işi hem doğru yapmaya çalışıyoruz, hem de bu mekanizmaların doğru işlemesi için de uğraşıyoruz. Çıkın Sultanahmet'e birçok rehber kitap göreceksiniz. Ama biz telifleri ödenmiş, bandrollü kitap satıyoruz.
 
İstanbul hem simit-çaydır hem de Kızkulesi ve vapur
 
- Müzelerin yanı sıra şehirlere ilişkin de ürünler var. İstanbul'u başlı başına bir müze gibi ele alıp ürünler tasarlatmışsınız... 
 
İstanbul başlı başına bir değer. Bu yüzden de İstanbul koleksiyonlarımız var. Diğer şehirlerde de benzer deneyimler yapıyoruz. İstanbul'a gelen turistin yanında götürmeye değer bulduğu ve Türkiye'yi temsil eden ürünler yapmaya çalışıyoruz. Ama sokaklarda satılan hediyelik eşyalardan çok farklı. Zaten sokaklarda ya da turistik yerlerde satılan ürünlerin çoğu Türkiye'de de yapılmıyor, biz de biliriz Çin'de ucuza ürün yaptırıp satmayı. Ama bizim amacımız aynı zamanda bu şehre ve Türkiye'ye yakışır ürünler tasarlamak. 
 
- İstanbul'un simgelerini nasıl belirlediniz?
 
İstanbul deyince herkesin aklına bir şey geliyor tabii. Bu yüzden işin hem bir mimari hem de kültür yönü var. Üstelik İstanbul dünyanın en eski yerleşim yerlerinden. Burada MÖ 8500'den beri kesintisiz hayat var. Onun için İstanbul'un geçmişini iyi anlamak gerek. Bu kültürel geçmişte neler var, o günden bugüne neler geldi? Bu yüzden biz Orhan Pamuk'tan İlber Ortaylı'nın kitaplarına, Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriyeti'ne ilişkin İstanbul'la ilgili pek çok ürüne yer veriyoruz. Çünkü İstanbul tüm bunların toplamı... Yani İstanbul, hem simit-çaydır, hem de Kızkulesi, vapurlar, martılar...
 
Hürrem yüzüğü en çok satan ürünümüz
 
- Türkiye genelinde en çok ilgi gören ürünler hangileri?
 
Mozaik kitabımız. Bunu çocuklar için yapmıştık ama 7'den 70'e herkes bu kitaba ilgi gösteriyor. Kitapta mozaiğin orijinali var, sonraki sayfada da siyah beyaz hali ve yapıştırmalı tek tek mozaik parçaları var. Yani orijinaline bakarak o mozağiyi yapabildiğiniz bir kitap. O çok ilgi görüyor. Burada şu ürün diyemem ama tekstil ürünlerimiz geliyor ve kilim desenli ürünler ilgi görüyor.
 
- Takılar? Zira içlerinde çok özel tasarımlar var...
 
Takılarda özellikle İstanbul aşama kaydetti. Konya, Göreme'ye ilişkin tasarımlar da ciddi satıyor. İlk başta çok fazla altın, gümüş ürünlere girmedik. Ancak şimdi koleksiyonlara başladık.
 
- Muhteşem Yüzyıl dizisi takı satışlarında etkili oldu mu?
 
Oldu tabii... Hürrem ürünleri zaten ilgi görüyordu ama bu çok ciddi arttı. Mesela Hürrem yüzüğü şu an en çok satan ürünlerimizden.
 
Yüzüklerimizin hepsinin birer hikayesi var
 
- Efes eserlerinden olan “evlilik, uyum yüzüğünüz” çok güzel. Evlenme teklifleri için ideal...
 
Çok güzel bir yüzük gerçekten, karı-koca ve çocuk simgesi var üzerinde. Bu yüzükle ilgili gerçekten evlenme teklifi de gerçekleşti. Bir çift gelmişti, biz yüzüğün hikayesini anlattık, kadın bunun üzerine tam da sizin dediğinizi söyledi. Adam da bunun üzerine “Ne dersin?” diyerek bu yüzükle evlenme teklif etti.
 
- Bu yüzük gibi ‘mütteka' yüzüğünüz de olağanüstü bir hikayeye sahip. Dervişlerin çile odasında uyumamak için çenelerini koydukları mütekkadan esinlenerek tasarlanmış bir yüzük.
 
Konya Müzesi için tasarlanmış bir ürün mütteka yüzüğü ama burada Topkapı Sarayı mağazamızda da satıyoruz. Amacımız bu ürünlerle sadece müzelerdeki eserlerin benzerlerini yapıp para kazanmak değil, bu aynı zamanda bir kültür işi. Mesela o yüzük sizin parmağınızdaysa insanlar “Aa! bakabilir miyim” diyecek ve siz onlara hikayesini anlatacaksınız. Bunun üzerine dervişler, çile odası, mütteka hakkında hiç bilgisi olmayan biri bir şeyler öğrenmiş olacak, belki sonrasında bu konuda kitaplar okuyacak. Amacımız da bu. Ama bununla da sınırlı kalmıyoruz. Mesela geçenlerde Ertuğrul Özkök yazdı, “Sedir Adası'na 1971 yılından beri gitmiyordum. Gittim, bize yakışan bir yer olmuş” diye. Çünkü Sedir Adası'nı da biz organize ettik. Orada bir bilet gişesi zaten vardı, oradaki iskeleyi bakanlık yardımıyla düzelttirdik. Elbette bunları yapmadan da çay- kahve içilen bir hediyelik eşya mağazası açabilirdik. Ama bize yakışmazdı.
 
 
 
Buket Aşçı/Vatan

Yorum Yaz

Benzer Haberler

Bakan Kurum, Büyük Çamlıca Camisi külliyesinde yapımı süren müzeyi inceledi
  • 26.04.2021 10:27

Bakan Kurum, Büyük Çamlıca Camisi külliyesinde yapımı süren müzeyi inceledi

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İstanbul'un yeni sembollerinden biri hal ...

Yassı Ada projesinde sona doğru
  • 02.01.2020 15:14

Yassı Ada projesinde sona doğru

Türk Demokrasi tarihine kara bir leke olarak yazılan Başbakan Adnan Menderes’in ...

Hafıza 15 Temmuz Müzesi'nden ilk görüntüler
  • 16.07.2019 11:18

Hafıza 15 Temmuz Müzesi'nden ilk görüntüler

15 Temmuz hain darbe girişiminin yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğa ...

Aziz Sancar'ın müzeye dönüştürülecek evindeki restorasyonda sona gelindi
  • 25.03.2021 12:11

Aziz Sancar'ın müzeye dönüştürülecek evindeki restorasyonda sona gelindi

Mardin'in Savur ilçesinde Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar'ı ...

İstanbul Sinema Müzesi geçmişe ışık tutuyor
  • 01.03.2021 15:28

İstanbul Sinema Müzesi geçmişe ışık tutuyor

Yaklaşık iki yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından kapılarını açan Türki ...

Fabrikaların ortasında 'Topkapı Sarayı'
  • 14.09.2020 14:16

Fabrikaların ortasında 'Topkapı Sarayı'

Silivri’de gaz armatürleri üreten bir firmanın sahibi olan Armatür Derneği Yönet ...