Seyahat alışkanlıklarında yeni trend staycation!
Tarihçesi 1940'lı yıllara dayanan staycation, Covid19 pandemisinin kampçılar için bir armağanı oldu.
Dilin değişkenliğini takip etmek muazzam bir yolculuk; dolaşıma giren yeni kelimeler, anlamını ve kullanımını yitiren eski kelimeler, bir anda gün ışığına çıkan saklı kelimeler… Bu yolculuğu mümkün kılansa kuşkusuz erişilebilirlik.
Son zamanların trendi staycation, üçüncü kategoriye giren bir kelime; stay (kalmak) ve vacation (seyahat etmek) kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Sözlüklere ilk girişi 2009 senesi olsa da ilk telafuz edilişi için 1944'e gitmek gerekiyor.
Savaş dönemi buhranında daha az benzin tüketilmesinin gerekliliğinin salık verildiği bir günlük gazetede yer alan tam sayfa Felsenbrau Supreme reklamında ilk kez görünüyor ve daha sonra sessizliğe bürünüyor.
Yine bir ekonomik buhran zamanında, yine Amerika'da, üzerinden 60 sene geçtikten sonra yeniden dillendiriliyor:
O dönemden beri popülerliğini -farklı formlara bürünerek- koruyan trend, yine bir kriz döneminde yeniden trend olarak seyahat alışkanlıklarımızı yeni baştan tanımlıyor. Oggusto'nun içeriğine göre en sade haliyle, sınır dışına çıkmaktansa yaşanılan yere yakın lokasyonlara yapılan kısa seyahatler olarak tanımlanan staycation, COVID-19'un getirdiği tüm kısıtlamalar ve son zamanlarda yükselen sürdürülebilirlik bilincinin getirdiği çevreye duyarlılık ile yeni deneyimler dünyasına kapı aralıyor.
Ekonomik kriz ile küllerinden doğup ekolojik farkındalık ile yeşeren, içinde bulunduğumuz pandemi dönemi ile tahtını sağlamlaştıran staycation trendi neler vadediyor, birlikte bakalım…
Seyahatseverleri dahi köklerine dönmeye bir nevi mecbur bırakan içinde bulunduğumuz zaman dilimi, lokal deneyimler yaşamak ve yaşanılan yeri farklı bir gözle keşfetmek anlamında maddi ve manevi olarak iyileştirici kabul ediliyor. Yavaş turizm trendi ile el ele yürüyen alternatif bir turizm formu olan staycation, şimdiki zamanı yaşamaya davet ediyor. Zamanın tadını çıkarmayı, yakınınızdaki doğal güzellikleri keşfetmenizi, doğa ile yeniden bağ kurup dışarıda daha fazla vakit geçirmenizi teşvik ediyor.
Tamamı dolu ajandalar olmadığı için ne isterseniz onu yapabiliyorsunuz ve bir aktiviteden diğerine koşturmanızı gerektirecek bir kaçırma korkusu içine girmiyorsunuz. Dolayısıyla zihninizi kolayca boşaltabiliyor ve yapacak yeni şeyler, gidilecek yeni yollar keşfetmek için kendinize zaman ayırıyorsunuz.
Seyahat planlama stresini ortadan kaldıran staycation, çoğunu hiçbir zaman giymediğiniz kıyafetlerle doldurduğunuz valiziniz yerine küçük bir seyahat çantası ile yola çıkmanıza olanak tanıyor.
Sene içindeki yoğun takviminize inat size, müzelerin daimi koleksiyonlarını görmek, güzel havanın tadını çıkarmak, parkta egzersiz yapmak gibi, daha önce yapmadığınız aktiviteleri deneyimlemeniz için alan açıyor.
Staycation trendi aynı zamanda lokal ekonomiyi de destekliyor. Lokal pazarlardan alışveriş yapmak, meyve-sebze almak için çiftliğe gitmek, sezonluk aktivitelere katılmak gibi…
Stres ve yoğunluk nedeniyle es geçtiğiniz şehrinizin veya bölgenizin yeniden keşfi ile plansız bir şimdiki zaman deneyimi sayesinde mekanla ve zamanla gerçek ilişki kurabiliyorsunuz.
Ve tüm bunları yaparken karbon ayak izinizi minimumda tutabiliyorsunuz.
Telefon bildirimlerinizi kapatın, posta kutunuzu ve haberleri görmezden gelin; kendinize ve sevdiklerinize odaklanın.
- Açık havada vakit geçirmenin tadını çıkarın; gideceğiniz yerin kumsala veya göl kenarına yakın olmasına özen gösterin.
- Eğer hava çok soğuk değilse bir çadır ve uyku tulumu kapın ve kamp yapın.
- Yoga pratiklerinizi evde yapmak için kendinize güzel bir mat alın ve bir video kanalına abone olun.
- Eğer staycation için ayırdığınız zamanı evde geçiriyorsanız kendinize farklı bir atmosfer oluşturan; farklı müzikler dinleyin, daha rahatlatıcı bir ambiyans için hava karardığında mum yakın ve farklı kokular almak için tazeleyici öz yağlara başvurun.
Yorum Yaz